Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

O eller daha çok havada kalacak

Donald Trump'ın, Beyaz Saray'daki görüşmede Almanya Başbakanı Angela Merkel'in elini sıkmaması büyük bir kırılmanın yansıması olarak diplomasi tarihine geçti.
Peki, Merkel'in ABD Başkanı'na "El sıkışmamızı istiyorlar" dedikten sonra yanıt alamayınca kolejli kız edasıyla başını eğmesi nasıl bir krize işaret ediyor?
Trump'ın bu olay özelindeki tavrının nedeni Almanya'nın kendisine yüksek koruma sağlayan NATO'ya karşı maddi yükümlülüklerini yerine getirmemesi. Yani pakta doğru düzgün para vermemesi.
Trump'ın daha koltuğa oturmadan yaptığı konuşmalardan hatırlanacağı üzere, yeni Başkan bu konuyu çok önemsiyor. Çünkü bugüne değin yapılan anlaşmalarla ABD'nin dünyanın yükünü eşitsiz şekilde omuzlamak zorunda bırakıldığını ve zarara uğratıldığını düşünüyor.
Dolayısıyla Obama döneminde mantıksızca kurulan ilişkilerin tümüne şüpheyle bakıyor. Bu ilişkilerin taraflarına karşı da kendi üslubunca tepkiler vermekten çekinmiyor.
Elbette bir de bu krizin Almanya boyutu var.
Şöyle ki, Merkel'in tepe tepe kullandığı NATO'da hesap istenince Alman usulüne bile yanaşmamasının tek nedeni kurnazlığı değil.
Ülkede ekonomik ve politik açıdan işler sanıldığının ve yapılan reklamların aksine yolunda değil.
Çünkü bizim, her dönemde "Alman irfanı" diye söylenenlerin methiyelerine konu olan "bilmem kaç Müslüman ülkeden daha çok üreten Almanya" mitinin yenidünya düzeninde sürdürülebilir olmadığı anlaşıldı.
Çin ve Asya'nın parlayan üretim ve ticaret merkezleri karşısında, politik baskı araçları, medya ve hatta savaşla piyasaya hâkim olan Almanya gibi eski dünya aktörlerini korkutuyor.
Bunun üzerine bir de hızla yaşlanan nüfus, artan sosyal güvenlik harcamaları ve doğudan göç nedeniyle sürekli paranoya dozunu yükselten ırkçı kitlelerin güvenlik talebi eklenince yönetim daha da zorlaşıyor.
Elbette bu sorun sadece Almanya için geçerli değil. Gelmekte olanı fark edip Birliğin arka kapısından kaçan İngiltere'nin ardından AB'de kalan tüm Avrupa ülkeleri için tehlike çanları çalıyor.
O halde Avrupa bu kısır döngünün içinden nasıl çıkacak?
Hollanda ve Almanya başta olmak üzere, Avrupa şimdilik hırçınlık diplomasisi izliyor, kitleleri zaaflarından tutup oyalayarak sorunu öteliyor. Oluşmakta olan ortamı bozacak, düşük yoğunluklu ve kontrollü bir savaş için ağızlarının suyu akıyor!
Yeni dönemde yükselişin sembolü olan Türkiye'ye karşı AB ülkelerinde sırayla açılan cephelerin gerçek nedeni de bu.
Ama işler artık eskisi gibi dönmüyor yenidünyada. Ve karşılarındaki Türkiye'nin yönetiminde de, tıpkı Trump gibi, yıllardır dünyayı sömüren, kana bulayan siyaseten doğruculuk çetesine tavır almış bir lider var.
Dolaysıyla, bir gece önce nereyi tuttukları belli olmayan o eller daha çok havada kalacak görünüyor.
"Yalnız kalıyoruz" diye ortalığı ayağa kaldıranlara aldırmayın siz.
Çünkü aslında hep yalnızdık.
Şimdi ülkece bunun farkına vardık ve ona göre oynuyoruz o kadar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA