Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Ne seninle ne de sensiz...

8 Mayıs'ta İngiltere'de, ABD'de ve Avrupa'da 2. Dünya Savaşı'nın sona ermesinin 75. yıldönümü etkinlikleri vardı.
Kutlama için bu günün seçilmesinin nedeni, dönemin İngiltere Başbakanı Winston Churchill, yerel saatle 15.00'te radyodan Avrupa'da savaşın sona erdiğini ilan etmesi. Zira Almanya bu açıklamadan bir gün önce teslim olmuştu.
Brüksel'deki NATO karargahının önünde çekilen bir videoyla kutlama mesajı yayınlayan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de şunları söyledi:
"Avrupa'da silahlar susalı 75 yıl oldu. NATO, İkinci Dünya Savaşı'nın harabeleri üzerine kuruldu. Avrupa'yla Kuzey Amerika arasında güçlü bir bağ kurduk. Bugün 30 dost ve müttefikiz. Birlikte daha güçlüyüz"
İkinci Dünya Savaşı'nda müttefiklerle kendini aynı yerde bulan ancak daha sonra bu bloktan ayrılan Sovyetlerin mirasçısı Rusya'da ise etkinlikler bir gün sonra yapıldı.
Aslında Putin, 75. yıl anma etkinlikleri kapsamında, Moskova'da Fransa ve Çin liderlerinin de katılacağı büyük bir askeri geçit töreni planlamıştı. Ne var ki pandemi tüm planları alt üst etti.

***

9 Mayıs Cumartesi ise "Avrupa Günü" kutlandı...
9 Mayıs 1950 tarihinde Fransız Dışişleri Bakanı Robert Schuman, Avrupa'da yeni çatışmaların önüne geçmek için "daha sistematik ve organize bir Avrupa kurmak" gayesiyle bir kanun teklifi açıklamıştı.
Schuman Bildirisi olarak bilinen bu tasarı, Avrupa Birliği'nin yapı taşı olarak görülmekte. 1985 yılından beri de 9 Mayıs "Avrupa Günü" olarak kutlanıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu yıl ilk kez AB Delegasyonu'na doğrudan gönderdiği mesajında şu ifadeleri kullandı:
"Dönem her alanda güçlerimizi birleştirme dönemidir. Ülkemizin tam üyeliği ekonomik, siyasi, güvenlik ve sosyal katkıların yanı sıra Avrupa Birliği'ne daha katılımcı ve kucaklayıcı bir vizyon kazandıracak ve AB'yi küresel bir aktör haline getirecektir. Türkiye olarak, müzakere sürecinde karşılaştığımız tüm zorluklara rağmen stratejik hedef gördüğümüz Avrupa Birliği'ne tam üyeliğe ulaşmakta kararlıyız."

***

Türkiye, 1958 yılında kurulan Avrupa Ekonomik Topluluğu'na (AET) 31 Temmuz 1959'da ortaklık başvurusunda bulundu. Türkiye adına bu başvuruyu yapan dönemin Başbakanı Adnan Menderes bu başvuruyla, "Türkiye'nin Avrupa'ya ilk adımı attığını" söylemişti.
Aradan geçen 61 yılda komşumuz Yunanistan ve Güney Kıbrıs birliğe alınmasına karşın Türkiye'ye tam üyelik verilmedi. Gümrük Birliği'yle yetinildi.
Eskiden bu durumu sorun edenlerdendim. Pandemi günlerinde her açıdan dökülen AB ile Türkiye'nin durumunu kıyaslayınca iyi ki böyle olmuş demekten kendimi alamıyorum.
Öyle ya, kısa bir süre önce birlikten "kaçan" İngiltere bile aslında fiilen, AB ile Türkiye gibi bir ilişki modeli kurmak için çalışmıyor mu?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA