Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

“Külliye’de rakı” bile dediler ya...

Hafta sonu insanlar sokağa çıkma yasağıyla yüz yüze iletişimden kopartılıp evlere tıkılınca, sanal paralel hayatın mikserlerine gün doğdu. Manipülasyona açık hale getirilen insanların gerçekliğine dört koldan saldırıyorlar.
Siz de fark etmişsinizdir. Trolleri, tweet'leri yine ikiye katladılar...
Son günlerde her sabah Twitter'ı açtığımda sureti haktan görünüp usul usul hesabıma sokulan bu trollerden onlarcasıyla karşılaşıyorum. Bakıyorum yeni açılmış bir hesap... Profil fotoğrafı olarak da Türk bayrağı, Atatürk portresi, Türkiye haritası falan seçilmiş. Makul bir zeminde takdirlerini, eleştirilerini dile getiriyor.

Derken asgari diyalog için şart olan mantık ve saygı zemini bir anda ortadan kalkıyor. Zira normal bir zihnin, bünyenin değil inanmak, görünce ancak güleceği absürt iddiaları dillendiriyor.
Anlıyorsunuz ki bir trolle karşı karşıyasınız.
Basıyorum engelleme tuşuna!
Siz söyleyin. Millet evinde izolasyondayken Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Külliye'de rakı masalarında sazlı sözlü eğlenceler düzenlediğini söyleyebilen "gerçek bir insan" olabilir mi?
"Yok artık!" mı diyorsunuz?
Vallahi de billahi de var. Üstelik de binlerce... Görmediniz mi, hafta sonu Twitter'ın en çok konuşulan listesinin başında "Külliye'de rakı" başlığı vardı?
Hatta kimileri çaresiz, bardaklardaki beyaz şeyin rakı değil ayran olduğunu anlatmaya çalışıyordu. Ne yapsınlar?
Peki, böylesine bir saçmalığa kimseyi inandıramayacaklarını, Erdoğan, Külliye ve rakı masası kavramlarının parodi olarak bile bir değeri olmayacağını trol sahipleri bilmiyorlar mı?
Elbette biliyorlar.
Ama ortaya çıkan izahı olmayan rezaletlerin üzerini örtmek, unutturmak için "saçmaya indirgemenin", insanların gerçeklik algılarını manipüle etmenin en etkili propaganda yöntemi olduğunu biliyorlar.
Evet, sosyal medyada bu Külliye'de rakı gündemini organize eden yapı hangi çevreyse hiç şüpheniz olmasın ki aranan gayya kuyusu orasıdır.

***

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

MUHARREM İNCE DİYOR Kİ:
"Muhalefet, belediyelerdeki yolsuzluklarla, partideki tacizlerle gündeme geliyor. Üzülüyorum, hatta utanıyorum. Böyle bir ortamda muhalefetin insanlara bir umut olması lazım."

***

KİMLER TELEVİZYONA ÇIKABİLİR?
RTÜK'ten televizyon programlarının katılımcılarıyla ilgili tartışma çıkartacak bir duyuru geldi.
Kurul, bazı konukların gün içinde içerik olarak birbiriyle alakası bulunmayan programlara katılmalarını eleştiriyor... Sanki her alanın uzmanıymış gibi, hukukçu, terör uzmanı, siyaset bilimci, sağlık bilimci, deprem bilimci ve benzeri farklı unvanlar kullanmak suretiyle gündemde hangi konular varsa onun üzerine yorum yapmalarından yakınıyor.

Uzman olduklarını iddia ettikleri alanlarında yeterli derecede bilgi sahibi olmayan kişilerin bilinçli ya da bilinçsiz olarak maksadını aşan söylemler kullandıklarını; meşhur olmak, tanınmak, reyting uğruna toplumu gerdiklerini iddia ediyor.
Yayıncı kuruluşları da konuk olarak görüşlerine başvurulacak uzmanların seçiminde azami hassasiyeti göstermeleri konusunda uyarıyor.
RTÜK tespit ettiği sorunda yerden göğe kadar haklı. Ne var ki yayıncı kuruluş "bence konuğum gayet yeterli, bilgili, donanımlı" derse kim çıkıp hangi kritere göre "hayır" diyecek?
Ayrıca her konunun uzmanları, Ersan hocalar ya da ne bileyim... Anayasal hak ve özgürlüklerimiz de dahil hayatımızın her alanında bağlayıcılığı olan raconlar kesen Bilim Kurulu üyeleri ne yapacaklar?

***

MAŞALLAH ELLERİ ÇOK HAFİF!
ABD'nin Teksas eyaletindeki El Paso Üniversitesi Tıp Merkezi, 5 sağlık çalışanına uyguladığı coronavirüs aşılama sürecini çektiği bir videoyla yayınlayınca ortalık karışmış.
Zira görüntülerde, şırınga pistonunun aşağıya doğru itilmiş olduğunu fark eden binlerce kişi isyan ediyor.

Yeni "piston aşağı" skecimiz hayırlı olsun!
İddialarla ilgili açıklama yapan hastane ise görüntülerde aşı olan Ricardo Martinez'in aşılanmaktan gurur duyduğunu belirtmiş. Ne savunma ama! Ayrıca şüpheleri gidermek için Bay Martinez'i bir kez daha aşıladıklarını duyurmuşlar.
Tamam, inandık da bilimin, tıbbın, el çabukluğu marifetiyle kotarılan ve göz bağcılığı şüphesi uyandıran şovlara niye ihtiyacı var, onu bir türlü anlamadık. Bir değil iki değil!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA