Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Bir AK Partili üç CHP’liye mi bedel?

Kemal Kılıçdaroğlu açık ve net olarak "31 Mart 2019 Mahalli İdareler seçimlerinden sonra kazanacağımız belediyelerde hiç kimse işinden olmayacak" demişti.
Ne var ki yerel seçimlerin hemen ardından, edilen yeminler bozuldu...
CHP'nin aldığı belediyelerden "bankamatik memuru, hiçbir iş yapmıyorlar, israf" denilerek binlerce kişi kovuldu.
İBB Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili ve Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu CNN Türk yayınında rakam da verdi:
Sadece İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun işten çıkarttığı emekçi sayısı 13 bin 312'ymiş.
Buna karşın İmamoğlu Belediyeye tam 44 bin 995 yeni kişi almış.

Eğer işe alınanlar bankamatik memuru değilse, Başkanın, 13 bin kişiyi, belediyenin on binlerce kadro eksiği olduğu halde kovduğunu düşünebiliriz, değil mi?
Peki, Belediye bütçesini göçertecek bu hamleyi sadece siyasi nefret ve intikam duygusuyla, partizanlıkla izah etmek mümkün mü?
En azından, Murat Ongun'la kafa kafaya verip rakipleri bu çelişkiyi gündeme getirdiğinde ne cevap vereceklerine dair kafa yormuşlardır.
Zira zor sorular karşısında Ekrem Bey'in "Bak üzülüyorum ama" türünden geçiştirmeleri artık herkesi sıktı.
Mesela Başkan 13 bin AK Partili işçileri, her biri üç CHP'linin işini yapıyor, gizli gizli istihdama engel oluyor diye kapının önüne koymuş olabilir mi?
Neden olmasın?
Söylenebilir, inanan, savunan bile çıkar.
Zira istihdam deyince anladıkları hem siyaset bilimi hem de ekonomi açısından evlere şenlik.
Kemal Bey geçenlerde Manisa'da "10 milyon işsizimiz var. Her muhtarlığa bir kişi, özel kalem müdürü olarak atanırsa mesele biter" dedi de tek bir partili gıkını çıkarttı mı?
Düşünsenize... Hele bir de AK Partili muhtarları "işten" çıkarttınız mı Kemal Bey...

***


SAĞLIK BAKANI UMUT VERDİ
Küresel basın, İngiltere Sağlık Bakanı Hancock'un geçtiğimiz günlerde pandemiyle ilgili yaptığı umut verici açıklamasını adeta görmezden geldi.
Oysa Bakan çok önemli bir sinyal vermişti... Yıl sonuna doğru, Kovid-19 salgın olmaktan çıkıp, grip virüsünde olduğu gibi 'birlikte yaşanabilir' bir hastalık haline geleceğini öngördüklerini söylüyordu.

Geçtiğimiz gün de Belçika'nın ardından Hollanda izolasyon tedbirlerini yumuşattı, normal hayata bir adım daha yaklaştı.
Umutluyum.

***


CİDDİ CİDDİ...
Muhalefet yandaşı gazeteciler doların yükselişini değerlendiriyorlar.
Kendilerine inanacak olursak hükümet doları bilerek yükseltiyormuş.
Böylece elinde dolar olan yandaşlarına seçim rüşveti vermiş oluyormuş.
Ama kabul etmeliyim ki, hiçbiri Yalçın Doğan kadar "bilimsel" değil.
Yalçın Bey üşenmemiş Ak Parti'nin önde olduğu illerdeki döviz mevduatlarını saymış!

"Kendi tabanına destek: İndir faizi, patlat dövizi" yazısında mesela AK Parti'nin yüzde 71 oy aldığı Nevşehir'de döviz tasarruf oranının yüzde 68 olması tesadüf müdür diye soruyor?
Verdiği tablodaki, AK Parti'nin yüzde 62 oy aldığı ancak döviz mevduat oranın yüzde 23'de kaldığı Urfa gibi pek çok ili ise "istisnalar kaide bozmaz" diyerek izah ediyor.
Sizce deneyimli bir gazetecinin bu verilerden kafasındaki tezi destekleyecek matematiksel sonuçlar elde edeceğini düşünmesi mi daha üzücü... Yoksa ülkeyi yönetmeye talip olan muhalefetin kıdemli akıl hocalarının, dolar yükselince iktidarın cebi şişiyor sanan bu kafa olması mı?
Vay halimize.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA