Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Halden ve dilden anlamak

Ankara'nın nabzı, artık dünyanın dört bir yanında atıyor. Bosna'nın geleceği de Irak'ın istikrarı da Ankara'dan geçiyor. Değişen dünya şartlarına uyum, stratejik dengeleri etkileyen küresel aktör olma kapasitesi, çevre ülkelerle barış çemberi oluşturma iddiası Türkiye'yi bambaşka bir noktaya taşıyor. Daha dün çatışmanın eşiğinden dönülen komşularla bugün barış, işbirliği, ticaret, yatırım konuşulabiliyor. İşte en canlı örnek Irak. Savaşın tahrip ettiği, yeniden canlanma çabasındaki Irak. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Devlet Bakanı Zafer Çağlayan'la Basra-Erbil-Musul'u kapsayan ziyarete eşlik ederken elimde bir kitap var. Dünya Bankası'nın aykırı çocuğu, ekonomi dünyasının ezber bozan ismi Joseph Stiglitz'in imzasını taşıyan bir kitap:
"3 Trilyon Dolarlık Savaş!" Irak Savaşı'nın ABD ekonomisine kestiği gerçek faturayı ortaya çıkaran bir belgesel adeta. Üstelik bu hesapta, Irak'ın ve dünyanın kayıpları yok.

***

Dün, Irak'ın en güney ucundaki Basra'da idik. Terörden az nasibini almış, nispeten huzurlu bu kente bile her 3 kilometrede bir güvenlik noktasından geçerek girdik. Zırhlı araçlar, makineli tüfekli nöbetçiler... Bakımsız sokaklar... Her köşe başındaki çöp yığınları. Altı petrol zenginliği, üstü fakirlik abidesi topraklar. Ama o topraklarda, yeni bir heyecan, yeni bir kalkınma umudu... Düşünsenize daha bir hafta önce İrlandalılar Basra'da imiş. Bir Türk Dışişleri Bakanı, Dış Ticaret Bakanı ise burnumuzun dibindeki eski Osmanlı vilayeti Basra'ya geç de olsa gelebildi. İrlandalılar, konut projesi için kontrat imzalarken, "Terörün bizi yenemeyeceğini, Iraklıların yanında olduğumuzu göstermek için buradayız" mesajı ile kapıları aralamışlar. Onların terminolojisi sadece güvenlikle sınırlı... Peki ya Türkiye öyle mi? Güvenlik sınırını aşan çok boyutlu buluşma noktaları bulunan bir Türkiye profili söz konusu. Bakan Davutoğlu, "Irak'ın kaderi bizim kaderimizdir. Basra'daki kardeşlerimiz huzurlu değilse Edirne'deki kardeşleriniz de huzurlu değildir" dediği anda Basra Valiliği'ndeki havanın nasıl değiştiğini anlatmak kelimelere sığacak gibi değildi. "Irak'ın geleceği parlak. Bu zor günler geçecek. Bölgenin yükselen yıldızı olacaksınız" vurgusu ise gönülleri fethetmeye yetti. Davutoğlu, Iraklının dilinden, Çağlayan ise halinden anlayan konuşması ile Türkiye'nin bu coğrafyadaki tartışmasız üstünlüğünü adeta perçinledi. "İyi gününüzde de kötü gününüzde de yanınızdayız" güvencesi, ortak sanayi bölgesi kurma iradesi, müteahhitlik hizmeti vaadi Türkiye ile Irak ilişkilerinin yeni yol haritasının kilometre taşları idi. Hele hele Davutoğlu'nun Basra Başkonsolosu Ali Rıza Özcoşkun için "Bundan böyle adı Ali Rıza el Basri'dir. Türk Dışişleri görevlisi ama Basralıların hizmetindedir" açılımı, Irak tarafında söylenecek söz bırakmadı.
***

Türk diplomasisi, 15 Ekim'de Bağdat'ta gerçekleşen Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nden sonra, zekice bir Irak seyahati programlamıştı. Basra-Erbil-Musul ekseni hem Irak'ın toprak bütünlüğüne verilen önemi gösterme hem de Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ile ilişkileri normalleştirme adına manidardı. ABD'nin, askeri güçlerini kademeli olarak Irak'tan çekeceği bir ortamda, 2010'da Irak'ın geleceğini tayin edecek seçimler için geri sayımın başladığı sırada yapılan ziyaret, siyasi ve ekonomik sonuçlarıyla da dikkate değerdi. Ankara'nın, Kürt yöneticilerinden beklentisi, Ekim 2007'deki Dağlıca baskınından bu yana ısrarla vurgulanarak geliyor. Irak'ın kuzeyinin terör örgütü için sığınak olmaktan çıkarılması, örgütün lider kadrosunun tasfiyesi, teröristlerin silahtan arındırılması... İyi komşuluğun gereği olan bu taleplerin karşılanması için samimi çaba gösterilmesi. Bu tabloya bir de dağdan inişlerin istismar edilmemesi için izlenecek titiz tutumu da eklemek mümkün. İki yıl önceki Türk-Kürt çatışması senaryosundan, Erbil'de Türk konsolosluğu açılması aşamasına kadar gelinmesi, terörün ev sahibi gibi görünen liderlerin, başını iki elinin arasına alıp düşünmesini gerektirecek kadar hayati!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA