Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Gül'ün 'özel sektör' gözlemi

Türkiye ekonomisinin gidişatı üzerine fikir beyan edenlerin mutlaka hesaba katması gereken faktörler var. Bunlar, dar zamanlarda devreye giren sürprizlerde ve riskleri iyi takip edip önlem alan bilinçli kadrolarda gizli.
Ülkemize özgü durumun "mali uyum" tarafına baktığımızda görünen şudur:
Bütçenin harcama tarafında belli bir disiplin korundu mu, yedekte bekleyen gelir kalemlerini anında devreye almak mümkündür. Bu, bazen özelleştirme olur, bazen gayrimenkul satışı... Yeri geldiğinde, kamu borçlarında yeniden yapılandırma da devreye girebilir. Ki bunun bir benzeri bugün Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer tarafından açıklanacak. Enflasyonlu yılların ardından vergi ve sigorta barışı yapıldığı gibi, ağır küresel krizin ardından ödeme kolaylığı getirilmesi de bir noktaya kadar makul karşılanabilir. Tabii ki bu tür kararların, borcunu zamanında ödeyen dürüst mükellefleri cezalandırmaya dönüşmemesi kaydı ile. Belki de borç biriktirene şans tanınırken, düzenli ödeyene de bir kereye mahsus jest düşünülebilir.
"Bürokrasideki teyakkuz hali"ne odaklandığımızda ise Merkez Bankası ve BDDK'nın pro-aktif tedbirleri ile Hazine'nin borç yönetimindeki dikkatini, DPT'nin mali dengeleri gözetim altında tutup erken uyarı görevini yerine getirmesini göz ardı edemeyiz. Bugün; "kredi genişlemesine, cari açık problemine, sıcak para akışı" na karşı ortak duruş geliştirilmesini, eleştirilecek yönlerine rağmen önemsemek zorundayız. Ki, özel sektör gibi kamu sektörü de kriz deneyimi ile yoğrulduğu için ağır bedellere mal olan kazanımları feda edecek durumda değiller.

***
Söz, özel sektörden açılmışken yerleşik sistemdeki kabuk değişimini göz ardı edemeyiz. Geçtiğimiz hafta Türkmenistan'a gittiğimiz Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün tespitlerini aktarırsak, ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılabilir. Cumhurbaşkanı, dört hususa işaret etti...
1- Seyahatlerime Türkiye'nin orta ölçekli şirketleri büyük ilgi gösteriyor. İnanılmaz cevval gençler var. Çocuk gibi gözüküyorlar. 20'li yaşlarda pırıl pırıl gençler. Bir seferinde, hububat ticareti yapan 30'un altında iki genç gördüm.
Milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşmışlar. İsviçre bankalarını kullanıyorlar. Müthişler. Ben inanıyorum ki 5-6 sene sonra Anadolu'dan çok sayıda dolar milyarderi çıkar!
2-
Dışişleri Bakanlığım sırasında büyükelçilere söylerdim. 'Şimdi gidiyorsun ama klasik diplomasi faaliyetlerinin çok azını yapacaksın. Enerjinin yüzde 70- 80'ini ekonomik faaliyetlere harcayacaksın!' Eskiden büyükelçiler sadece devlet şirketlerinin işleriyle ilgilenir, özel sektörün işini takip etmekten korkardı. Büyükelçilere yine tembihliyorum. 'Her Türk şirketi, sizin şirketiniz gibidir, devlet şirketi gibidir.' Artık herkes böyle bakıyor.
3- Büyük şirketlerin hukuki mülkiyeti, sahiplerine ait olsa da onların sahipliği esasen Türkiye'nindir. Sahiplerinde de bu anlayışın geliştiğini biliyorum. Böyle olunca bu şirketlerin yurtdışında girdiği büyük ihaleler için hiç çekinmeden açar krallarla, emirlerle, devlet başkanlarıyla konuşurum. 'Sonuna kadar arkasındayız' derim. Büyük bir memnuniyetle de gördüm ki çoğu netice veriyor.
4- Ve son nokta... Türkiye'nin global krizi hafif atlatması yeni pazarlar sayesinde oldu. Büyük firmaların girmekte tereddüt ettiği pazarlarda iş yapan çok sayıda küçük ve orta boy şirketin gayreti sayesinde AB piyasasındaki kayıplar telafi edilebildi. Umut veren bağlantılar kuruldu.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA