Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Kürt siyasi hareketi özgürleşir mi?

Ankara, "Kürt Sorununun" çözümü için üç boyutlu projeyi adım adım uyguluyor.
1- "Güvenlik" sahasında, eli silahlı PKK'lı teröristlerin nokta operasyonlarla etkisiz hale getirilmesi hedefleniyor.
2- "Adli" sahada, terör örgütüne yardım yataklık yapanlar ile örgütün talimatlarını yayanların toplumdan izole edilmesine çalışılıyor.
3- Planın en çarpıcı yanı ise "siyasi" sahada odaklanıyor. Buna, "Kürt siyasi hareketini özgürleştirme" yaklaşımı da diyebiliriz.

***

"Devletin ortak aklının" yeni projesi, Kürt aktörlere bakışın değiştiğine işaret ediyor. İmralı, Kandil ve BDP'ye biçilen rol eskisinden farklı.
1- Öcalan, artık çözümün bir parçası olarak görülmüyor. Bir dönem, "Elimizin altında. Neden devrede olmasın?" diye bakılan İmralı, bugün aynı anlamı taşımıyor. Öcalan'ın, Kürt gençlerini etkileme gücüne rağmen, örgütün silahlı kanadını kontrol edemediği biliniyor. İmralı'daki bocalama, siyasette de gelgitlere yol açıyor. Nihai aşamaya varılamıyor.
2- Kandil'in, silahlı kapasiteden vazgeçmeyeceği, "demokratik özerklik" kisvesi altında lokal milis gücüne dönüşmeyi deneyeceği, lider kadroya sorgusuz sualsiz af beklediği düşünülüyor. Devletin iyi niyetini "zafiyet" olarak algılama hatasına düşen ve seçilmişleri baskı altına alan Kandil'in, "maksimalist taleplerin" kaynağı olduğu genel kabul görüyor.
3- BDP ise İmralı-Kandil-Avrupa arasında sıkışmış, sürekli siyasi kıble arayan, halkın serbest iradesini ortaya koyamayan "ambargolu oluşum" gibi tanımlanıyor.
***

Aslında devlet, "Milli Birlik ve Beraberlik Projesi" ile değişik kanallardan kritik her aktörle temas kurdu. Üniter yapı içinde samimi bir çerçeve çizdi. "Kimlikleri yaşama ve yaşatma garantisi verdi, yerel yönetimlere idari ve mali yetki devretmeyi öngördü, ana dilin öğrenilmesinin önündeki engellerin kaldırılacağını söyledi, dağdan inişi teşvik etti, siyaseti adres gösterdi." Ama olmadı.
"Homojen Kürt bölgesi yaratma, Irak-İran-Suriye Kürtlerini de içerecek meclisler oluşturma, mutlak özerklikle Ankara'dan ayrışma, silahlı lider kadroya kapsamlı af, Öcalan'a tahliye sağlama çabaları süreci kilitledi."
Terörü temel alan, halkı yıldıran, faşizan yöntemler genel seçimlerden sonra da devam ettirildi. Hatta Arap Baharı konjonktüründe, alternatif "Kürt kalkışması" dahi denendi. O da netice vermedi.
***

Bugün, İmralı-Kandil hattı kesilip, KCK omurgası çökertilince şaşkın siyaset türedi. Devlet tüm araçları ile yüklenince aslında niyeti siyaset olmayan "taşeronlar topluluğu" ortada kaldı.
Şimdi, "Kürt siyasi hareketini özgürleştirme" sürecinin başladığını iddia edebiliriz. Kuşkusuz, bu bir devlet projesi olarak gelişemez. Zira her siyasi hareketin ideolojik kökü, sosyolojik gerçekliği vardır. Siyaset mühendisliği Ankara'nın işi olmadığı gibi netice de vermez. Buna karşın, silaha yaslanmayan, eskimiş isimlere göbekten bağlı olmayan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı paydası altında siyaset yapmayı düşünenlere soluk alacakları bir ortam sağlanabilir. Halihazırda PKK-KCK-BDP çizgisi dünün amaçları ile dünde kalmış kişiliklerle bildik politikasında son arayışlarını sürdürüyor.
Devletin zirvesi ise 1990'ların koşullarından farklı olarak bu kez, dehşet odaklarını tasfiye ederken siyaset odaklarına yol açan bir strateji izliyor. Yeni dönemin politik altyapısını göreceğimiz günler yaklaşıyor...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA