Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Bayramdan izler...

Yeni bir şey aldım mı, ertesi gün kullanamam.
Elbise de olabilir, cep telefonu da...
Üzerinden biraz zaman geçmesi gerekir. Dün, kendi kendime "Neden?" diye sordum. Doğrusu, şimdiye kadar pek düşünmemiştim.
Yeni ya... Acaba, "Eskimesin" diye olabilir mi? Yooo. Nasılsa kullanılacak. Kullanıldıkça eskiyecek. Ve yenisi alınacak... Sonra, biraz gerilere gittim. Eskilere, bayram günlerine...

***

Çocukluğumuzun bayramları "yeniliğin" simgesiydi. Yeni elbise, yeni ayakkabı için bulunmaz iki fırsatımız vardı: "Bayramlar ve okulların açılması."
Her bayrama yeni kıyafetle girerdik. Okula başladığımız eylül aylarında da bizim için alışveriş yapılırdı.
Babam, tek maaşla üç çocuğunu da okutmaya, rahmetli annem evi çekip çevirmeye çalışırdı. Babamla ağabeyimin, ağabeyimle benim dönüşümlü giydiğimiz pek çok kıyafet olurdu. Hele bir mont vardı ki... Sorma gitsin. Siyah mont, özel günlerde sırasıyla hepimize tahsisliydi.
***

Her yeni eşya, yıllar öncesinin bayramlarından kalan anıdır aslında. Asla bitmesini istemediğimiz güzel günlerin habercisi...
Belki de bu yüzden... Yeni bir şey aldım mı, bayramları hatırlarım. Ve o anlar hiç geçmesin diye hemen kullanmam.
Eskinin saygın büyükleri, dost-akraba ilişkileri, arkadaşlar... Film şeridi gibi gözümün önünden geçer. Her yeni, geçmişten izler taşır. Biraz soluklanma, biraz tazelenme fırsatı verir.
Ve... O güzellikler hemen tüketilmemelidir.
***

Yarın, bayram... Tabii yaşayanlar ve yaşatanlar için... Şimdilerde bayramlar, "tatil" günleri.
Hiç unutmam. Bir seferinde bayram 9 güne uzamıştı. Biraz yorgunluk tetikledi biraz şeytan dürtü. "Güneye kaçalım" dedik. Babam, pek ses etmedi lakin sesinin tonu buruktu.
Hava günlük güneşlik. İçimde bir eksiklik. "Dönelim" dedik. Yolda kar boran. Afyon'da dağın başında saatlerce bekledik. Yönümüzü Isparta'ya çevirdik. O gece Isparta'da konakladık. Sanki babamın ahı tuttu.
O oldu. Bayram tatili bir daha turistik seyahate dönüşmedi.
***

Benim için bayramlar, seneler önce gördüğüm gibi. Yani anlamına uygun. Sabah, bayram namazı. Fırından alınan sıcak ekmek. Aile üyeleriyle bayramlaşma ve güzel bir kahvaltı. Komşularla merhabalaşma. Çocuklara bayram harçlığı. Büyüklere hal hatır sorma. Mezarlık ziyaretleri.
Bir bayrama daha erişmenin mutluluğu ve hüznü... Mutluluğu... Çünkü sevdiklerinizle berabersiniz. Hüznü... Çünkü geçen bayramdan bu yana kaybettikleriniz aklınızda.
Ve birkaç damla gözyaşı...
***

Yapmacık bayramlardan, suni gülümsemelerden hazzetmem ben.
Zoraki konuşmaları, genel geçer sözleri duymam bile... Gözünde ertelenmiş hırslar, yarına bırakılmış hesaplar olanları ise görmem...
Bayramda dahi barışmayan, bitip tükenmek bilmeyen kinlerini içinde taşıyanlarla mümkünse yan yana gelmem... Hayatı anlamlı kılan insanları ararım.
Sıradan insanların, tanımadığım kimselerin gözüne bakarım... Yepyeni kıyafetleriyle şeker toplamaya çıkan çocukları izlerim... Lunaparkları gezerim...
Yeni evli çiftlerin anne-baba, kayınvalide- kayınpeder gezmelerine bayılırım. Teyzelerin, ev kızlarının komşuda toplanıp açtığı tepsi tepsi baklavaların 30 yıl öncesine kadar uzanan öyküsünü anımsarım.
Oruçtan çıkılan ilk gün ikram edilen tatlı, yaprak sarma, börek üçlüsüne "hayır" dememek için direnirim.
Ben... Bayramlarda ruhumu arındırır, ruhu arınmış insanların varlığı ile avunurum.
Hepinizin bayramını kutlar, bayram tadında günlerinizin eksik olmamasını dilerim...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA