Dün açıklanan "Akil İnsanlar" listesi oldukça anlamlı, TBMM'de "Çözüm Sürecini Araştırma Komisyonu" kurulması girişimi oldukça önemli...
Tabii ilk günden, "Bunlar mı Türkiye'nin akıllı insanları?", "O var da bu niye yok?", "63 kişi mi çözecek sorunu?" diyenlere rastlanacak. "Meclis'te komisyon kurmakta, muhalefeti davette geç kaldınız" diye çıkışanlar da olacak. Onları, kendi dünyaları ile baş başa bırakalım. Ama meselenin bu kadar basit olmadığını belirtelim.
Çözüm sürecine, muhalefet partilerinin dahil edilmesi çabası, neticesi ne olursa olsun umut vericidir. Yeni bir süreci başlatacaktır. Akil İnsanlar profili ise Türkiye'nin, Parlamento zemininde farklı siyasi görüşler arasında gerçekleştiremediği geniş tabanlı buluşmayı sivil toplum düzeyinde başaracağına işaret etmektedir. Kadın, erkek, sağcı, solcu, liberal, muhafazakâr, Kürt, Türk, Sünni, Alevi, işçi, işveren, esnaf, çiftçi, akademisyen, yazar, siyasetçi, aktivist, hukukçu, sanatçı...
Toplumun tüm renklerinin yansıdığı büyük resim. Destekçilerin de kaygılı bekleyiş içindekilerin de yer aldığı tablo. Ülkenin dört bir yanını kuşatacak karma heyet. Hepsi cesaret aşılayıcı...
Ama bir noktaya dikkat!
Akil İnsanlar Heyeti'nde yer almak "popülarite aracı" olmamalıdır. Heyet üyeleri az konuşup çok çalışmak, nabzı tutup, siyaset kurumuna doğru sinyaller vermek durumundadır. Üyeler bireysel çözüm önerilerini anlatmaya kalkıştı mı, 63 ayrı model ortaya çıkabilir. "İkna edelim" derken kafa karışıklığı yaratılabilir!