Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

MASAK Raporu ve algı operasyonu

Geçtiğimiz haftaki yazımda, bir soru sormuştum:
"... Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), 17 Aralık Operasyonu'nda kilit bir noktada konuşlandırıldı. Sürecin, MASAK Raporu ile başladığı iddia edildi. Sonra, 'Öyle bir rapor yok' denildi. Peki, öyle bir rapor var mı, yok mu?"
Bu hafta MASAK Raporu'nun perde arkasını tüm çıplaklığı ile aktaracağım. Ancak, rapora değinmeden, sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim...
MASAK'ın, bugünkü fonksiyonları ile Maliye Bakanlığı bünyesinde olması artık gerekli değil. Zaten, Maliye'ye tam entegre olamayan, klasik vergi incelemelerinin ötesinde yetki ve sorumluluk taşıyan bir yapıdan söz ediyoruz. Gerek suç gelirlerinin aklanması gerekse terörün finansmanına ilişkin rolü nedeni ile MASAK'ın yeri değişmeli. Ya İçişleri Bakanlığı'na ya da doğrudan Başbakan'a bağlanmalı. Terörle Mücadele Yüksek Kurulu'nda da temsili sağlanmalı.

***

Gelelim, Türkiye ile İran arasındaki altın ticaretine ilişkin MASAK incelemesine... Özellikle İran asıllı iş adamı Rıza Sarraf'ın aracılık ettiği alım- satımların suç geliriyle bağlantısı olup olmadığına! Aslında MASAK'ın, re'sen harekete geçtiği bir çalışması yok. Konu, Mayıs 2013'te, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Şube Müdürlüğü'nün bir yazısı üzerine MASAK'ın kapsama alanına giriyor. İstanbul Emniyeti'nin, aralarında Sarraf ve bir grup işadamı ile bazı şirketlerin de bulunduğu bir şemayı, örgütlü suç kapsamında takibe aldığı anlaşılıyor. MASAK, Emniyet'in talebinden sonra bir dosya açıyor. "Altın ticareti, para hareketleri, şirketler ve işadamları" ile ilgili verileri derliyor. Ve Temmuz 2013'te "Risk Değerlendirme ve Analiz Notu" ortaya çıkıyor. O notta, altın ticareti ile suç geliri arasında bir bağlantı kurulmuyor. Not, "suç unsuruna rastlanmadığı" tespiti ile son buluyor.
Tabii burada iki nokta ön plana çıkıyor:
1- MASAK, Emniyet'in mayıs ayındaki yazısından Bakan Mehmet Şimşek'i haberdar etti mi?
2- Temmuz 2013'teki analiz herhangi bir makamla resmi veya gayriresmi paylaşıldı mı?
***

Analiz notunun üzerinden 2.5 ay geçtikten sonra Ekim 2013'te İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan bir yazı MASAK'a ulaşıyor. Yazıya bir de liste ekleniyor. Sarraf'la birlikte bir grup şirkete ilişkin bilgi, belge ve kayıt soruluyor.
MASAK, muhtemelen Kasım 2013'te Cumhuriyet Savcısı'na bir rapor gönderiyor. Rapor, temmuzdaki notun özetinden oluşuyor. 8-10 sayfayı geçmediği söylenen raporda, Sarraf ve bağlantılı şirketlerin 2012 yılı faaliyetleri ortaya konuyor. 2012'de sadece Sarraf'ın ticaret hacmi 7 milyar dolar (14 milyar lira) dolayında gözüküyor. Kayıtlı ve resmi işlemlerde suça rastlanmadığı Savcılığa gönderilen raporun sonuç bölümünde de yer alıyor.
***

MASAK'ın, teknik çalışma yaptığı, siyasi risk boyutuna girmediği, suç geliri tespitinde bulunmadığı ve bu nedenle ayrıca inisiyatif almadığı belirtiliyor. Eğer böyle ise gizlenmiş soruşturma yapan, hedef ve zaman odaklı çalışan ellerin, aynı zamanda "algı operasyonu" da yürüttüğü anlaşılıyor. Yani, "MASAK Raporu var" denilerek, 17 Aralık Operasyonu'nda kamuoyu manipüle ediliyor. MASAK'ın, söz konusu altın ticaretinde resmi sınırlar içinde suç geliri bulmadığı özellikle saklanıyor.
Özetle...
17 Aralık'ın basit bir operasyon olmadığını kabul etmek gerekiyor. O zaman yargı önünde birkaç yönden hesap verilmesi önem kazanıyor:
1- Fezleke kapsamına giren iddialar. 2- Soruşturma usulsüzlükleri ve buna dahil olanlar. 3- Meşru hükümeti yıpratmayı ve devleti iş yapamaz duruma düşürmeyi amaçlayan kaos planının aktörleri!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA