Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

"Küresel Terörün Hedef Aldığı Din: İslam"

Şimdi, ilgiyle izlenen kabine dedikoduları üzerine bir şeyler yazabilirdim. Fakat vazgeçtim. Sıcak gündem gelip geçiyor. Bir de yapısal sorunlar söz konusu... Önemli toplumsal olaylar karşısında köklü önlemler düşünmeden, paket çözümlere yönelmek Türkiye'deki kamu yönetiminin tipik refleksidir. Bu tür durumların en yaygın örneği de Diyanet İşleri Başkanlığı'nın devreye girmesi istenen krizlerdir. Hangi kurumda olursa olsun bazı yöneticilerin aklına "Cuma Hutbeleri" geliverir. "Cuma'da bir hutbe okunsun da" denilerek mesafe alınması amaçlanır. Cuma Hutbeleri'nin, devletin farklı kuruluşlarının, sivil toplumun sorumluluk veya inisiyatif alanlarına ikame edilmesini doğru bulmam. Ancak... Öyle anlar var ki tam da Diyanet'in asli rolüne ihtiyaç duyulur. Bugünler, öyle günler. İslam Dini'nin, suç şebekeleri ile yan yana getirilmeye çalışıldığı, dinler ya da medeniyetler çatışmasının teşvik edildiği, toplumların korkuyla sevk ve idare edilmek istendiği büyük bir meydan okuma ile karşı karşıyayız.

***

"Küresel Terörün Hedef Aldığı Din: İslam." Dün, Cuma namazlarında, yukarıdaki başlık üzerinden mesaj verildi. Dediğim gibi bir iki hutbe ile toplumların şekillendirilmesi veya sorunların çözülmesi mümkün değil. Lakin... Meselelere yukarıdan bakışın ne olduğu bilinirse geniş toplum kesimleri zirvedeki yaklaşıma göre yol ve yön tayin edebilir. İşte bu nedenle, Cuma'ya yansıyan şu tespitlerin altına imzamızı atabiliriz:
Bugün, din kisvesine bürünmüş cinayet şebekeleri, geçmişten günümüze birikmiş öfkeleri, incinmiş onurları, bastırılmış duyguları, yıkılmış hayalleri istismar etmektedir.
Bu şebekeler, tarihte acı hikâyeleriyle hatırladığımız, ortalığı yakıp yıkan, topyekûn medeniyetimizi tahrip eden Moğollarla aynı yöntemi kullanmaktadırlar. Vicdan ve insaf medeniyetine kast eden Haçlılarla aynı yolu yürümektedirler.
Dillerinden tekbir düşmese de alınları secdeden kalkmasa da insanlık dışı katliamların faillerinin İslam'la uzaktan yakından ilgisi yoktur.
***

DEAŞ terör örgütünün eylemlerini; Moğolların medeniyetleri yıkmak üzerine kurulu yöntemleri ile Haçlı zihniyeti ile bir arada sunmak kadar isabetli değerlendirme zor bulunur.
Buna karşın, çocuklara ve gençlere sahip çıkmak, onlara inanç ve değerlerimizi farklı inanç ve değerlerle karşılaştırmalı olarak öğretmek çok ama çok mühim. Sahih dini bilgiye ulaşma ve sahip çıkma çabasını elden bırakmamak, değişik inanç ve kültür gruplarına bu samimi bakış açısını anlatmak da bir başka mühim yükümlülük.
Bu sıralar Kur'asn Araştırmaları Merkezi'nde çalışan Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, "Yeni nesillere duru bilgiyi veremezsek, koli basilli bilgilerle yayılan hastalıklarla baş edemeyiz. İnanç, kilitlenme işidir. Yanlış bilgi yanlış kilitlenmeye neden olur. Ve bir daha özüne döndürülemez" derdi. Haklıydı...
Toplumu formatlamadan, inancını tam ve doğru öğrenmesini, inandığı gibi yaşamasını sağlamak, din üzerinden şekillenen tartışmaların ve sapkınlıkların yegâne reçetesidir.
Netice olarak... Yazımı, Cuma'nın bitimindeki dua ile sonlandırmak isterim:
"Allah'ım! İlmimizi, anlayışımızı artır ve bizi salih kullarından eyle!"

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA