Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MURAT ARIN

Bir yerde bir hata var

Küresel borsalar her türlü ekonomik ve politik gelişmeye karşın olumlu havayı koruyor. ABD borsalarında endeksler yeni rekor seviyelere ulaşırken bu durum dünyanın geri kalanındaki borsalara da yansıyor. Borsa İstanbul'da marttan bu yana yükseliş yaşanıyor.
Birçok ülkenin para birimi gibi lira da dolar karşısında değer kazanıyor.
ABD borsalarındaki yükseliş, ABD ekonomisindeki iyiye gidişe bağlanıyor. ABD ekonomisi yılın ilk çeyreğinde yüzde 2.9 küçüldü, ikinci çeyrek için hızlı büyüme beklentileri dağıldı ama hızlı büyüme umudu dağılmadı. Beklentileri canlı tutan istihdam verilerinde görülen iyileşme ancak bu istatistiklerin ayrıntıları incelendiği zaman durumun o kadar iyi olmadığı gözleniyor: Çalışan nüfusun, toplam nüfus içindeki payı artmıyor ve yeni istihdam içinde yarı zamanlı işler önemli bir pay tutuyor.
Durum böyle olmasına karşın ABD Merkez Bankası (Fed), büyümenin ılımlı da olsa sürdüğünü belirterek tahvil alımlarını azaltmayı sürdürüyor. Fed'in salı ve çarşamba günleri yapacağı toplantıların ardından da tahvil alımlarını 10 milyar dolar daha azaltma kararı çıkması büyük bir olasılık.

Çelişkili durum

ABD ekonomisinde daha hızlı büyüme beklentisiyle çelişen bir durum var: ABD tahvil faizlerinin düşük kalması. Parasal genişlemenin sona ereceği beklentisi, ABD tahvil faizlerinde yükselişi tetiklemişti, bu da gelişen ülke piyasalarından para çıkışlarına yol açmıştı. Sıcak para çıkarken lira değer kaybetmiş, Borsa İstanbul düşüşe geçmişti.
Bu etki büyük ölçüde ortadan kalktı. Yılbaşında ABD 10 yıl vadeli tahvil faizi yüzde 3'ün hemen üzerine kadar çıktı ama bu seviyede kalamadı. Son birkaç haftadır yüzde 2.5 civarında seyreden faiz, gelişen ülke ekonomilerine de olumlu yansıyor. Şimdi ABD tahvil faizi düşük olduğu için sıcak para girişleriyle birlikte gelişen ülke para birimleri de değer kazanıyor.
ABD tahvil piyasasında faizlerin düşük olması güvenli liman arayışıyla açıklanabilir. ABD ekonomisinin hızlı büyüyeceğine, dolayısıyla faizin yükseleceğine inanmayanlar, ABD tahvili satın alıyor ve faizi aşağı itiyor. Jeopolitik riskler bu algıyı güçlendiriyor. Ukrayna'daki çatışma ortamı nedeniyle Rusya'ya dozu giderek artan yaptırımlar uygulanıyor ve bu yaptırımlar sadece Rus ekonomisini değil başta Almanya olmak üzere Avrupa ekonomisini de frenliyor. Ortadoğu ve Asya'daki bölgesel sorunlar ise gelişen ekonomilerin hızını kesiyor. Zaten yavaş büyüyen dünya ekonomisi için beklentiler de aşağı çekiliyor. Hafta içinde IMF, ABD için bu yılki büyüme beklentisini yüzde 1,7'ye, dünya ekonomisi için ise yüzde 3,4'e indirdi.
Bu çelişkili durumun nasıl sonuçlanacağı ise büyük ölçüde ABD ekonomisinin gelişimine bağlı olacak. ABD ekonomisi hızlı büyümeye dönebilirse tahvil faizleri de hızlı bir artışa geçeceği için gelişen piyasalardan yeniden kaçış başlayabilir. ABD'nin durgunluğa sürüklenmesi durumunda ise ABD borsalarında başlayan satışlar dünyanın geneline yayılabilir.
Bölgesel çatışmalarla ilgili olağandışı bir gelişme olmadıkça küresel piyasalardaki bu hava biraz daha sürebilir. Ekonomilerin büyük bir durgunluğa sürüklendiği konusunda ortak bir kanı oluşunca ise merkez bankaları, özellikle Fed büyük bir olasılıkla yeniden parasal genişlemeye yönelecek ama bu kez dünya ekonomisi için çok geç olacak.
Bu görünüm nedeniyle Merkez Bankası'nın faizi daha hızlı düşürmesi gerekiyordu. Hafta içindeki yarım puanlık indirim geç kalmış bir adım olabilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA