Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MURAT ARIN

Para basmanın dayanılmazlığı

Küresel piyasalar bu kez merkez bankası politikalarındaki belirsizliğin etkisi altında kalmaya başladı. ABD Merkez Bankası'nın (Fed) tahvil alım programını sonlandırmak üzere olması, diğer merkez bankalarının bekleneni vermemesi borsalarda satış baskısı oluşturuyor. Dünya ekonomisinden giderek daha fazla olumsuz işaret gelirken parasal genişlemenin giderek durmaya yüz tutması piyasalardaki tedirginliği artırıyor. Dünya durgunluğa sürüklenirken en kötü görünüm Avrupa'dan geliyor. En sağlam ekonomiye sahip olan Almanya'dan ekonominin küçüldüğüne yönelik veri akışı devam ediyor. İtalya'da ekonomi daralırken Matteo Renzi hükümeti üzerindeki baskılar giderek artıyor. İspanya'daki ekonomik kriz yeni sokak hareketlerini tetikliyor. Fransa'da ekonomi durgunluktan hiç çıkamayacak gibi bir görüntü sergilerken hükümet bütçe açıklarını azaltmak için bazı sosyal harcamaları kesmeye hazırlanıyor. Yunanistan'da kurtarma programı bu yıl sona eriyor, ülkenin yeni bir yardım almadan devam etmesi imkansız ama IMF ve AB ile sürdürülen görüşmeler sonuçsuz kalıyor. İşin ilginç yanı Avrupa Merkez Bankası'nın yanı sıra hükümetlerin de göstere göstere gelen büyük durgunluğa karşı kayıtsız kalması. Dünya ve Asya ekonomisinin motoru olan Çin'den gelen ekonomik veriler de yavaşlama gösteriyor. Japonya'ya ise uygulanan parasal genişlemeci politikalar sonrasında korku hakim olmaya başladı. Dolar-yen paritesi 110'a dayanınca, sürekli devalüe olan bir para birimiyle ekonomik dengelerin korunamayacağı gerçeği su üstüne çıktı. Bu tehlike en başından bu yana vardı ve çok sayıda hedge fon, önce Japon Yeni'nin ardından Japon tahvil piyasasının çöküşü üzerine pozisyon almış durumda. Dolar-yenin 120'nin de üzerine çıkması durumunda, spekülasyonların hızlanacağı ve paritenin hızla tırmanışa geçeceği tahmin ediliyor. Bu durumda dünyanın en borçlu ülkesi Japonya'nın tahvil piyasasından kaçışlar yaşanması ve büyük bir mali çöküş riski bulunuyor. Doların yükselmeye devam etmesi ve Japon hükümeti ile Merkez Bankası'nın devalüasyona engel olmak için savunmaya geçmesi, önümüzdeki dönemin en ilginç senaryolarından birini oluşturabilir.

ÖNLEM YOK
Dünya ekonomisi uzun sürecek ve sonuçları çok olumsuz olacak bir durgunluğa doğru ilerlerken ekonomi yönetimi gelişmelere karşı önlem alma noktasına gelmiş değil. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, açıkladığı orta vadeli programda büyüme tahminlerini aşağıya çekmekle yetindi. Merkez Bankası ise sıkı para politikasını sürdürmekte kararlı gözüküyor. Merkez Bankası Başkanı hafta içinde Washington'da yaptığı sunumda, dünya ekonomisindeki yavaşlamaya karşın ihracattaki olumlu gelişmenin büyümeyi desteklediğini, enflasyon görünümünde bir iyileşme yaşanıncaya kadar sıkı politikanın süreceğini açıkladı. Irak ve Rusya'ya yapılan ihracattaki kayıplar, AB ülkeleriyle telafi edilmiş durumda ama Avrupa resesyona girerken bu durumun korunması giderek zorlaşacak. İç piyasadan gelen göstergeler de işlerin yavaşladığını ortaya koyuyor. Ekonomiyi destekleyen önlemler alınması kaçınılmaz olacak gözüküyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA