Bizden yana olmadığı kesin... Zira 5 yıldır attığı adımlar, aldığı kararlar ve beyanlarıyla, tasarruf sahipleri adına banka faaliyetlerini denetlemesi gereken kurum bankaların BDDGuard'ı gibi davranıyor.
Peki neden? Onun varlık sebebi, tasarruf sahiplerinin haklarını korumak, bankaların düzenli ve emin şekilde çalışmasını sağlamak ve kredi sistemini etkin çalıştırmak değil miydi? BDDK'yı bir karar organı olarak tanımlayıp 7 kişiden oluşan bu kurula, idari ve mali özerklik vermemiş miydik?
14 yıldır hayatımızdaki BDDK, 2001 kriz sürecinde, sonrasında başarılarıyla ekonominin düze çıkmasında söz sahibi olmuştu. Öyle ki diğer ülkeler bu kuruldan ilham alarak finansal tiranlıklara karşı "düzenleyici" organlar geliştirmişti. Ancak 2008 küresel krizinden bu yana geçen 60 ayda BDDK'nın saf değiştirdiğine tanık oluyoruz.
Amacını hatırlatalım ve dönüşümündeki olası sebepleri tahmin edelim. Amacı "bankaların ve benzer kurumların bankacılık faaliyetlerini düzenleyerek, mevduat sahipleri, küçük hissedarlar, yerli yabancı diğer kurum alacaklıları; sonraki aşamalarda ise mali sistemde yer alan diğer kurumlar, reel sektör, nihayetinde tüm ekonominin zarar görmesine mani olmak..."
Şimdi, bankaları savunan, banka ve kredi kartları yasasına rağmen denetleme görevini yerine getirmeyen, vatandaşın, girişimcinin feryadı yükseldiğinde "bankalarıma dokundurtmam" diyebilen bir kurum...
Bankaları hizaya getirecek yeni düzenlemeler gündeme gelince, hükümetin karşısında dikilebilen bir kurum. Başkanının "vurun abalıya durumuna düşürmem" beyanı verdiği dönemde Rekabet Kurumu, "evlatlarının başını yemeye başlayan bankalara" soruşturma açıyordu.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın yüksek faizde BDDK'yi göreve çağırması boşuna değil. Merkez Bankası'nın yasayla tanımlanmış ve kendince korumak, yönetmek zorunda olduğu para politikası var. Peki, BDDK'ya ne demeli? Yasa "bankalara ayar versin" diye kurmuş ancak o şimdi bankaların çıkarları için bizlere ayar veriyor.
BDDK, saf değiştirmiş haliyle ve tutumuyla, varlık sebebini sorgulamamızı gündeme getirmiştir ve biz de şimdi bunu yapmayı sürdüreceğiz.
