Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

Altın da güvenli liman değilse...

Öncelikle sözün özünü, girişte yazalım: Altına dair kim ne söylerse, yalandır. Bu sözün istisnası, iki elin parmaklarını geçmeyen "megapülatörler" olabilir. Ancak onları da zaten bilen söylemez, söyleyen bilmiyor demektir.
Fakat altındaki bu küresel anaforu doğru okuyabilmek, pozisyon alabilmek için yakın geçmişteki benzer dalgalanmalara bakmak, bize kabaca bir fikir verebilir. Öncelikle yılbaşından bu yana %20'den fazla değerlenen altındaki son 2 günde %14'ü bulan düşüş, asla "normal" değildir.
Tahminler, altın bulunduran fonların kâr satışları olduğudur. Sebepleri konusunu bir yana bırakırsak, altınla ilgilenenlerin asıl merak ettikleri, bu düşüşün seyrine dairdir ve ne yapılması gerektiğidir. Tekrarda fayda var: Altına dair her ne dersek yanılgı payı taşımakla birlikte, fiyatların böylesine hızla dalgalandığı ortamda paniğe kapılıp satmamak kadar gaza gelip büyük alımlara geçmemek, akılcı bir tutum olabilir. Altın yatırımcısı derken elinde altın olanın, belki de beşte biri ile satışı test etmesi daha makuldür. Altın almak isteyenin de parasının tamamını "fiyatlar yeterince düştü" diyerek altına yatırması yerine, beşte biri ile alımı test etmesi daha az risk taşıyor olabilir.
Ancak şurası daha nettir ki düğün mevsimi arifesinde bu büyük düşüş, takı alacak olanlara "altın fırsat" sunmuştur ve pekâlâ alımlarını yapabilirler. Küresel gerilim endeksi sayılabilecek altının, daha düne kadar "güvenli liman" olarak düşünülürken şimdi kurulduğu güven tahtını sorguladığımız anaforda, kısa vadeli düşünen ve panik alım- satım yapanları daha çok üzebileceği gerçeğini gözden uzak tutmamak gerekir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA