Cumhuriyet tarihimizin yatırım rekoru;
90 milyar lira. Dünyanın en büyüğü, bir başkası daha büyüğünü yapana dek İstanbul'daki 3'üncü havaalanı olacak.
Bu rakamlar, Türkiye'nin bir üst lige doğru tırmandığının göstergesi.
Çok değil 25 yıl önce 90 milyar lira, milli gelire yaklaşan büyüklüktü. Çok daha azı için IMF kapısında bekletilip, kredisine ulaşmak için kemer sıkma taahhütleri veriyorduk. Bugün ölçeklerimiz değişmiş ve ülkenin bir kentinin bir projesi için cüretimizin yeni ufkunu şekillendirmiş bir rakam 90 milyar lira...
Dün ihale başladığı saatlerde Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi ile sohbet ediyorduk.
2023 hedefleri mimarlarından Mehmet bey "500 milyar dolarlık ihracat" rakamını telaffuz ettiğinde bunu abartılı bulanları hatırlıyorum. Ancak ihracattaki performansımız ve TİM'in gayretleri, bu rakama inanmamızı sağlamıştı.
Şimdi yatırım bedeli dahil 36 milyar euroyu aşan havalimanı ihalesi, ufkumuzu ileriye taşıdı. İnsan zihni, algıladığından ötesini göremez ve isteyemez. Portekiz'in kurtarma paketi tutarını bir ihalede aşabiliyorsak "ilk 10 ülke" projemizin bir ayağının daha yere bastığını söyleyebiliriz artık.
İnsanlar, geleceği satın alır, gerçekleşmeleri satar. Türkiye'nin geleceğine yatırımın ifadesi olarak bu ihale, ülke yarınına güvenin de sandığımızdan yüksek olduğunu ortaya koyması bakımından hayati rol üstenmektedir.
Şimdi yeni ufuk 90 milyar lira ise projelerin büyüklük kriteri de değişmiş demektir.
Şimdiki milli gelirimizin onaltıda birini tek ihalede üçüncü havalimanına bağlayabiliyorsak, 2023 hedeflerinin çoğuna, 10 yıldan önce ulaşabileceğimiz umudu da doğmuştur. Şimdi sıra, bu yüksek temponun kesintisiz sürmesinde...