Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

Kutsal ekonomi

Türkiye'ye duyulan güvendeki artışa paralel yolsuzluk sıralamasındaki iyileşme; akla yakın geliyor. Vicdana da... Güven ile yolsuzluk sıralamasındaki tahterevalli ilişkisinin, tam da umduğum yönde gelişmesine şaşırmıyorum.
Şaşırdığım, yolsuzluktan arınma endeksinde (en temiz ülke sıralamasında) daha üst basamağa çıkma yönündeki iştahsızlığımız...
Charles
Eisenstein
"Kutsal Ekonomi" kitabıyla, 7 milyar insanın paylaştığı gezegen için, kirlenmeden, başka bir varoluş mümkün diyor. Daima almaya ve yolsuzluğa yönelik tavrı terk ederek... Sürekli alamazsın vermen de gerekiyor.
Alışverişin ötesinde, "armağan" etmen gerekiyor...
Ekonominin neyini kutsuyor Charles? Diyor ki; bakmayın şu anda dünyanın içindeki bu "güçlüler çağı" afrasına tafrasına... Herkesin daha mutlu ve daha zengin olduğu bir dünya, pekâlâ mümkün... Yeter ki kendimize uydurduğumuz yalanların efsunundan kurtulalım, yolsuzluktan, kirlilikten arınalım, gerçeğin bize düşen ödevlerini hatırlayalım.
Ekonomiyi kutsamak, kapitalizmi günahlarından arındırmakla mümkün olacak ise yasalar, süreçler ve liderlik, bunu pekâlâ sağlayabilir. Yazımın başında şaşırdığım konu, 10 yıl sonra ilk 10 büyük ekonomide yer alma hedefimizi, en temiz ilk 10 ülke gayretiyle pekiştirmeyi neden akıl edemediğimizdir.
Ne mi demek istiyorum? Geçen temmuzda Yeni Ticaret Kanunu, kutsal ekonomi olmasa dahi, yolsuzluklardan arınma için fırsatlar barındırıyordu. Yürürlüğe girmesine saatler kala, şeffaflık, hesap verebilirlik ve denetim araçlarını içinden çıkarıverdik.
Acaba bunu yapmasaydık en temiz ülke sıralamasında, 10 yıl önceki 77'nci basamaktan bugün en azından ilk 20'ye giremez miydik? Kutsal ekonomi derken, yolsuzlukları azaltacak gayretimizi artıramaz mıydık?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA