Bütün dünyadaki kamu ve emeklilik fonlarının toplam büyüklüğü 25 trilyon $ civarında. 200 ülkede yatırım peşindeler.
Aranan kriterlerin başında birbirinden bağımsız en az 2 kredi derecelendirme kuruluşundan "full investment" notu yer alıyor.
20 yıl aradan sonra Türkiye şimdi bu 2 iyi notun sahibi.
Ancak notun iyi olması, gerek şarttır. Yeter şart, bu notu iyi okumaktan geçiyor. Küresel krizde pozitif ayrışan, istikrar adası itibarı kazanan Türkiye uzun süre notçuların baskısı altında tutuluyordu.
Her ne kadar "yatırım yapılabilir" düzeyine çıkmış olsa da hak edilen "B" değil, "A" kategorisidir.
Bunun anlamı, uzun soluklu, kurumsal yatırımcıların kapsama alanına girdiğimizdir ve firmalarımıza düşen "iyi not sorumluluğu" vardır. Kısa vadeli borçlanma veya "şirketini sat ve kurtul" anlayışının ötesine geçmek gerekiyor.
Gelen yatırımcı kurumsal ise, işletmelerimizin de kurumsallıkta lig atlaması şarttır.
Eğer bunu yapmaz isek yatırım yapılabilir notun barındırdığı fırsatları yeterince değerlendirmemiş olacağız.
Gördüğüm, KOBİ boyutundan OBİ ölçeğine çıkmamız şartıdır. Büyük fonlar, ölçek yatırımlara gelmek ister. Küçük olsun benim olsun anlayışına itibar etmez. Ortaklık kültürünün temelindeki güven harcı, en az sermaye kadar hayatidir.
Fon büyük olsa da Türkiye'ye gelecek olan yatırımların aradığı kriterler değişmemiştir.
Değişen yalnızca kelepir Türkiye yerine "uzun vadeli yatırım yapılan küresel partner Türkiye" gerçeğidir.