Amerikalı komedyen Bop Hope "Banka, ihtiyacınız olmadığını kanıtladığınızda, kredi alabileceğiniz kurumdur" der. Hele ki bu banka, Türkiye'de ise... Neredeyse sıfır risk ile bankacılığa öylesine alışmışlar ki verdikleri kredinin 2-3 katı kadar teminat talebini "normal" sayabiliyorlar.
Yeni Türkiye diyoruz ya... Ben bu yenilenmeyi, "zihin yapısına" bağlıyorum ve değer üretmeyen her kurumun sorgulanması gerektiğini düşünüyorum.
Hiçbir değer üretmeden işletme başına yılda 10 bin liramıza el koyan odalar...
Vatandaşlık numarası yüzünden artık semtine dahi uğramadığımız 37 bin mahalle muhtarı...
Bilişim teknolojileri sayesinde onlara gerek duymadığımız fakat bizi kemiren noterler...
Son 8 yılda 3.5 milyar $'ı bilim için dişimizden artırıp tahsis ettiğimiz ama bu parayı paralel bilim çetelerine yediren TÜBİTAK...
Listeyi siz de yakın çevrenizden, ilgi ve bilgi alanınızdan uzatabilirsiniz. Ben bu listeye sigortacıları da ekliyorum. Geçenlerde yazdık, riskli diye pek çok ihraç malını sigortalamayanları IŞİD'den de beter diye nitelendirdik.
Ve tabii ki bankalar... 61 farklı ücret ve komisyon ile vatandaşı yolan bu sistemi, yeni tüketici yasası da dizginleyemedi. Şimdi Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın, 15 güne kadar ücret ve komisyonların kalkacağını açıklıyor.
Burada benim üzerinde durmak istediğim, yasal olmayan ücret ve komisyonların kaldırılmasından fazlasıdır. Bankalar, yatırımları destekleyen, evlatlarının başını yemek yerine onları müteşebbis yapan, iyi gün dostu değil dar günde yanında duran ve riski bölüşebilen bir zihin yapısına geçmek zorunda.
Yeni Türkiye, yeni zihin yapısı demek ise finansal anlayışımız yenilenmeden bunu sağlayamayız.