Diplomatlar, yağdanlıklar, güç simsarı sözde gazeteciler, rüşvetle iş bitiren bankalar ve özel şirketler, artık diken üstünde... Dedikodu kriptoları açıldıkça dünya sarsılıyor, depremin ana üssü ABD.
AB, hop oturup hop kalkıyor, nedense ABD medyası, batık AB'nin batığını daha da öne çıkarıyor.
Ortadoğu'nun rezilliğini anlatmaya gerek var mı?
Türkiye'de durum şimdilik sakin görünüyor.
Zira yayımlanması beklenen binlerce belgeden bahsediliyor.
Wikileaks depreminden önce gözümüz yollardaydı. ABD'nin Ankara'ya atayacağı büyükelçiyi bekliyorduk.
Wikileaks'tan sonra Başbakan Erdoğan diplomatik dille ABD'nin kulağını çekti: "Buraya düzgün büyükelçi gönderin!"
Ciddi aksaklıklarımız var.
Dış politikada şeffaflık aranır, diplomaside aranmaz!..
Savunmada şeffaflık aranır, biçim sorgulanmaz!..
Yepyeni bir düzen geliyor. Belgeler, bir yığın kirli çamaşırı ortaya dökecek!
Siyasi, diplomatik ve ekonomik dengeler de bozulacak.
Diyeceğim şu: Wikileaks, yaşlı medyaya (TV ve yazılı basına) ders veriyor.
Yıllardır küçümsediğimiz,"vatandaş gazeteciliği" görevini yerine getiriyor. İnternet üzerinde "sosyal medyanın gücünü" ortaya koyuyor. Bu belgeleri yayımlamayan, sansür uygulayan her ülke medyası utanç duymalı!
Ne güzel demişler değil mi, "Yazın yediğin hurmalar, kışın sırtını tırmalar!" diye.