Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİHA OKUR

Mor ekonomi

Dünya, küresel likidite bolluğunun son demlerini yaşıyor. Bol parayla pembe hayal kurma dönemi kapanıyor. Kredi kartıyla yaşamaya alışan Türkiye için zor günler başlayacak. Kredili hayat bizi kolaycı yaptı. Üretmeden tüketilmeyeceğini bir türlü öğrenemiyoruz. Bu dönemde cari açık uçtu, iç tasarruflarımız Türkiye tarihinin en dip noktasına indi.
"Küresel Kriz Çerçevesinde Türkiye'nin Cari Açık Sorunsalı" kitabının editörlerinden İzmir Ekonomi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Turan Subaşat, "Son derece düşük olan tasarruflarda çok küçük bir artış var. Son derece büyük olan cari açıkta da çok küçük bir artış. Bunun Türkiye'nin kırılganlığını azaltması mümkün değil" diyor. Haksız mı!
Büyüme, enflasyon, tasarruf açığı üçgenine sıkışıp kaldık. Çıkışı, Orta Vadeli Programı (OVP) revize etmekte bulduk.

***

Peki, kendine ait bir kalkınma modeli olmayan Türkiye OVP ile işin içinden çıkabilir mi? Girişim İnovasyon ve Yönetim Dergisi Optimist, bu ayki sayısında OVP'yi "Türkiye yeni hikâyesini arıyor" başlığıyla analiz etmiş. Uzun süredir tüketmeye alışan Türkiye için sıkı bir üç yıl öngörülüyor. Yüksek büyüme yerine tehlike sinyalleri veren cari açıkla ve enflasyonla mücadele edeceğiz.
Kapitalist bir ülkeyiz.
Neo kapitalizme 1980'de, IMF ve Dünya Bankası'nın "Bırakın korumacılığı" politikasıyla eklendik. Sıkı para ve maliye politikasını kalkınma olarak algıladık. Uygulanan politika ekonomiyi küçültüyor, işsizliğe yol açıyor. Ama sıkı disiplin özellikle kadını çifte mağduriyete uğratıyor.
***

Dünyanın 17'nci ekonomisiyiz. Dünya Ekonomik Forumu'nun 2012 Küresel Cinsiyet Uçurumu raporunun sonuçlarına göre 135 ülke arasında eşitsizlikte sondan 11'inci sıradayız. Madem makro iktisadın özü sıkı disiplinden geçiyor, işgücü açısından bunun yol açtığı cinsiyet eşitsizliğini nasıl yorumlayacağız? Eğitim grupları arasında fırsat eşitsizliğini engellemek için disiplinin derecesi ne olmalı?
***

Bu noktada kadın istihdamı konusunda çalışan İTÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. İpek İlkkaracan Ajas'ın önerilerini dikkate alalım. Ajas "Devlet çılgın altyapı projelerini kısıp, okul öncesi eğitim, gündüz yaşlı bakımı gibi kadınları istihdam edecek bir politika izlemeli. Metro, köprü, yol gibi fiziksel altyapı projeleri yerine sosyal bakım hizmeti altyapı projelerine ağırlık vermeli" diyor. Bu, ekonominin itici gücü kadına yatırım mesajı. Üstelik Ajas, üç yıl önce kadın istihdamıyla ilgili mor ekonomi adıyla bir modelleme yapmış. Dünya siyasetine kazandırılan yeni kavrama Alman Çevre Bakanlığı destek vermiş. Bir Türk inovasyonu. Gel de Türkiye'nin kadınlarıyla gurur duyma.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA