Çoğu insan kendi yaşadığı kentin İl Genel Meclisi'nin nerede olduğunu bile bilmez. O Meclis'te kim görev alır, ne iş yapar, hatta nasıl seçilir onu bile düşünmez.
Ama bu ülkede bir İl Genel Meclisi gerçeğinin varlığı da tartışılmaz.
Peki ne yapar şu meclis? Örneğin Yerebatan Caddesi'nde bulunan İstanbul İl Genel Meclisi'ne bir bakalım.
Meclisin 225 üyesi var. Bu üyelerin dağılımı ise şöyle: AKP 158, CHP 64, ANAP 2, SP 1.
Sokakta çevirip sorduğum onlarca insandan sadece biri, o da bir yakını meclis üyesi olduğu için Meclis'in varlığından haberli, ne yaptığından değil tabii.
Şimdi, Türkiye'de yerel demokrasinin güçlendirilmesinden söz ediliyor. Ama demokrasinin yerel işleyişini kimse bilmiyor.
Görevine gelince; yasaların çizdiği çerçeve anlamlı: Eğitimden, sağlık hizmetlerine, sivil savunmadan emniyet hizmetlerine birçok alanda kente hizmet üretmek.
Peki bu hizmetlerin üretilmesinde meclis üyelerinin rolü ne? Meclis üyeliği yapanlar veya şu anda meclis üyesi olanların birleştiği tek bir nokta var; "İl Genel Meclisi'nde Vali, Belediye Meclisi'nde Belediye Başkanı yasalara göre birer 'imparator' yetkisine sahip. Öyle olunca bize sadece 'el kaldırıp indirmek düşüyor.' Böyle yerel demokrasi gelişir mi?"
Son bir şey daha.
Kentle ilgili önemli kararları "el kaldırarak" onaylayan meclis üyelerinin ne kadar ücret aldığını biliyor musunuz? Toplantı başına 25 milyon Türk Lirası.