AK Parti il kongreleri sürüyor.
Şu ana kadar görünen o ki, AK Parti'nin il kongreleri bir önceki kongrelere göre hem daha sıkıntılı hem de heyecansız geçiyor.
Hatta Aksaray il kongresinde olduğu gibi bazen diğer partilerde yaşanan benzer olaylar da çıkıyor.
Peki, bu gerilim ve olaylar neye işaret?
29 Mart seçim sonuçlarının AK Parti'ye küçük çaplı da olsa bir sendrom yaşattığı çok açık...
Bunun parti tabanını harekete geçirdiği biliniyor. Ama kongrelerde yaşanan gerilim ve olayların tek nedeni bu değil.
Başka şeyler oluyor AK Parti'de...
Ne olduğuna biraz daha yakından bakalım.
Olaylı veya çekişmeli geçen il kongrelerinde yaşanlar çok net biçimde şunu gösteriyor:
AK Parti'de bir "güç ve iktidar" mücadelesi yaşanıyor.
Çünkü ortada ideolojik bir ayrılık yok.
Parti içi hizipleşme de söz konusu değil.
Geriye bir tek sözünü ettiğimiz "güç ve iktidar" savaşı kalıyor.
Yani son 8 yılın 7'sini iktidarda geçiren AK Parti'nin içinde iktidar olma olanağı bulanlarla, bulamayanlar arasında ciddi bir mücadele var.
İşte il kongrelerinde ortaya çıkan gerilim ve kavganın asıl nedeni bu...
İktidardakiler mevcut statükonun devam etmesi için "tek ses tek liste" dayatmasındayken, 2011 seçimlerine "son şans" gözüyle bakan muhalifler bir an önce sıranın kendilerine gelmesini istiyor.
Tabii ortada parti içi demokrasi de olmayınca işler gerginliğe, hatta gerilime kadar uzanıyor. Genel merkez bu gerçeği bildiği için her dönem olduğu gibi bu kez de "tek liste" yapılmasını öneriyor. Ama taban bu direnişe hatta dayatmaya rağmen bu kez diğer kongrelerden farklı olarak kendi sesinin duyulmasında kararlı.
Bu açıdan dikkatle izlenen ve sonucu merak edilen en önemli kongre, AK Parti İstanbul il kongresi olacak.

Babuşçu, Külünk ve Tekin...
Henüz ortada netleşmiş adaylardan söz etmek mümkün değil. Ama bilinen ve beklenen bir isim var; adı her dönem aday olacaklar arasında geçen ama hiçbir kongrede ortaya çıkmayan eski İl Teşkilat Başkanı Metin Külünk...
Külünk henüz aday olacağını açıklamadı ama şimdiden çalışmaya başlaması bu kez kesin aday olacağı anlamına geliyor.
Karşısında ise büyük olasılıkla mevcut il başkanı Aziz Babuşçu var. Daha önce birkaç isim kulislerde dolaştı ama gelen bilgiler genel merkezin de Babuşçu'nun devam etmesini istediği doğrultusunda.
Zaten Babuşçu da bu dönemin bir hayli zorlu geçeceğini bildiği için aylardır ciddi bir çalışma yürütüyor.
Kısaca her iki kesimde de sessiz ve derinden bir çalışma yürütülüyor.
Peki, bu çalışmalar nasıl sonuçlanır?
Kulislerde denilen şu; AK Parti'nin İstanbul tabanı, büyük olasılıkla İstanbul üzeride ciddi etkisi olan genel başkan Tayyip Erdoğan'ın işaretini bekleyecek.
Bekleyecek, çünkü burada ortaya çıkacak muhalif bir hareketin direkt muhatabının, yerel siyasi aktörlerden çok bizzat genel başkan olacağını herkes biliyor.
Bu da aday olacakların işinin hiç de kolay olmadığını gösteriyor. Bu noktada AK Parti kongresinde yarışı zorlu kılacak bir başka gerçek daha var; CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin...
İlk bakışta ilgisiz gelebilir ama son iki yılda AK Parti tabanının, Tekin'in CHP İstanbul'a hareket getirmesini ve genel siyaseti de etkileyen bir aktör olmasını ilgiyle izlemesi dikkatlerden kaçmıyor.
Bu dikkat ister istemez AK Partilileri kıyaslama yapmaya ve seçici olmaya zorluyor. İşte tüm bu nedenlerden dolayı AK Parti İstanbul'u zorlu bir kongre bekliyor. Kongre, ya tabanın eğilimlerini özgürce açığa çıkartacak bir demokrasi şölenine dönüşecek ya da bugüne kadar AK Parti içinde hiç görülmeyen kıran kırana bir iç mücadeleye sahne olacak...