Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

TRT Şeş'te neler oluyor?

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün çıkışıyla Kürt sorununa yönelik umut veren gelişmelerin yaşandığı bir sürecin içindeyiz.
Henüz somut bir adım atılmış değil ama barış iklimi ve toplumsal konsensüsün yaratılacağına ilişkin işaretler var.
Bu sürecin ilk adım bu yılın başında TRT Şeş'le atıldı. Önemli ve tarihi bir adımdı. 85 yıllık devlet politikasında köklü bir değişime gidilmiş, bu da fazla gerginlik yaratılmadan başarılmıştı.
Bu karar, siyasal iktidar açısından da riskliydi. Böylesine önemli adımların bedeli ağır olabilirdi ve biraz öyle de oldu. AK Parti Güneydoğu'dan beklediği oyu alamadığı gibi ülkenin kıyılarında da oy kaybetti.
TRT yönetimi açısından da zor bir işti. Çünkü TRT teknik olarak yeterli olabilirdi ama uzun yıllar yasaklı olan bir dilde yayın yapmak, bir televizyon dili oluşturmak, kadro bulmak hiç de kolay değildi.
Ama TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin ve ekibi kısa sürede bu zor işi başararak önemli bir çabaya imza attılar.
Ve ortaya eleştirilse de eli yüzü düzgün izlenebilir bir televizyon çıktı.
Ama bu başarı ne yazık ki uzun sürmedi. Aradan çok değil 6 ay geçmeden TRT 6 klasik devlet televizyonundaki bürokrasinin esiri oldu.
Sonra da fokurdanma başladı. İlk patlak TRT Şeş'in en popüler ismi Rojin'in programını bırakmasıyla yaşandı.
Rojin, ilk başladığı gibi ana ilkelere uygun ama içerik açısından özerk bir program yapamadığını belirterek istifa etti.
TRT Şeş irtifa kaybetmeye başlamıştı. Kurum içi gerginlik giderek arttı. Ve programlar kalite kaybetmeye, getirilen öneriler de sumen altı edilmeye başlandı.
TRT Şeş'in iç dünyasını bilen bir programcı şöyle diyordu:
"Olay şu: TRT Şeş'in koordinatörü Sinan İlhan'ın bir yardımcısı var, eski kameraman Kamil Kayalı. İşin teknik tarafını biliyor diye koordinatör yardımcısı olarak getirildi. Fakat Kamil Kayalı kısa süre sonra Sinan İlhan'ın yetkilerini de üstlenerek kendini neredeyse onun konumuna getirdi. Adam gibi projelere yaftalar yapıştırmaya başladı. Kürtçe de bilmediği için ortaya içi boş programlar çıktı."
Kayalı, sadece programların içeriğine müdahale etmekle yetinmiyor işi biraz daha ileri götürerek, programcılara ağır bir suçlama getiriyordu: "Siyasal Kürtler bu kanalı ele geçirmek istiyor."
Gerçekten de iş bu noktaya gelince devreye Dengir Mir Mehmet Fırat, İhsan Arslan gibi siyasi isimler giriyor ve bu gerginliğin giderilmesini istiyorlardı.
Ama sonuç yine değişmeyecekti.
Çünkü TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, Kayalı'nın arkasında kale gibi duruyordu.
Kulislerde konuşulanlara göre bu duruşun nedeni de Kayalı'nın Genel Müdür'e söylediklerinde saklıydı:
"Ben burada katalizör görevini yapıyorum. Ben olmasam siyasal Kürtler gelir Sinan İlhan'ı kandırırlar. Ve burayı Kürtçü bir kanal yaparlar."
Düşünsenize Türkiye'nin 85 yıl sonra attığı bu tarihi adım, gelip bir bürokratın iki dudağı arasına çıkışıp kaldı...
Belki de Türkiye'nin makûs talihi bu... Sivil siyasetin yaptığı reformlar hep bürokrasi duvarına çarpıp sulandırıldı.
Böyle giderse TRT Şeş'in kaderi de pek farklı olmayacak.
Gelinen son noktayı TRT Şeş projesine destek veren bir Kürt aydını değerlendirdi:
"Böyle giderse bu kanal Çemişgezek'in bilmem ne kanalı gibi olur. Söner gider. Burada nitelikli iş yapmak lazım. Bu iş küçük birtakım memurların yükselme hırsına feda edilmeyecek kadar önemli bir adımdır. Sen bu siyasal adımı kaliteyle birleştirmezsen insanlar orayı neden seyretsin... Devletin amacı aslında bu değil."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA