CHP İstanbul il kongresinin yapılacağı Abdi İpekçi Spor Salonu'na saat 11.00 gibi gidiyorum. Topkapı'dan kongrenin yapıldığı Kazlıçeşme'ye kadar yol boyu sanki tek adaylı bir seçim yapılıyor görüntüsü var. Yol boyu muhalif aday Ali Özcan'ın afişleriyle dolu... Kurt politikacı 20 yıl sonra yeniden il başkanlığına aday olurken, farkını böyle gösteriyor.
Mevcut il başkanı Oğuz Kaan Salıcı'ya ilişkin tek afiş ve pankartın olmaması ilginç...
Abdi İpekçi Salonu'nun önü de beklentimin aksine hayli sönük. Öbek öbek toplanan CHP'lilerle konuşuyorum.
Hava biraz gergin. Hatta biraz da insanı ürküten bir gerginlik var.
Genel merkezin mevcut il başkanı Salıcı'yı desteklemesi muhalifleri çılgına çevirmiş durumda.
Biri şöyle diyor: "Eğer çarşaf liste olmazsa buradan kimse çıkamaz."
Kapıda CHP Genel Başkanı Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ile ayaküstü sohbet ediyoruz. CHP'liler Tanrıkulu'nu görünce yanına gelip, "demokratik bir kongre" istiyorlar.
Biraz dışarıda dolaştıktan sonra salona giriyorum. İlk kez bu kadar sönük ve heyecansız bir kongre görüyorum. Salonu donatan afiş ve pankartlara bakıyorum. İki tarz dikkat çekiyor: Salıcı daha estetik, Özcan ise klasik afişlerle kendini anlatıyor.
Ama ikisinin başaramadığı ortak bir şey var; salon heyecansız ve ruhsuz. Ana muhalefet partisi CHP İstanbul'da bu kapalı spor salonunu dolduramıyorsa işi zor.
Bir CHP'li salona bakıp şu yorumu yapıyor: "Yarın Başbakan Erdoğan çıkıp şöyle dese ne diyeceğiz: Ey Kılıçdaroğlu İstanbul'u böyle mi alacaksın?"
O sırada salona, istifasıyla son günlerin gündem ismi Gürsel Tekin giriyor. Sessiz sedasız yerine oturuyor ama o ana kadar kimseye ilgi göstermeyen basın hareketleniyor.
Bir süre sonra da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu salona geliyor. Kürsüye çıkıp konuşmaya başladığında salona bakıyorum. Biraz daha kalabalık, o kadar... Ama bir buçuk saat süren konuşmasının ortalarından itibaren salon boşalıyor.
Yanımda oturan bir CHP'li ilginç bir uyarı yapıyor: "Şunu bir yere yaz bu kongre genel siyaset için bir milattır. 15 milyonluk bir kentin yüzde birini buraya getiremeyen bir partinin iktidarı hayaldir."
Gördüğüm kadarıyla birbirine güvenmeyen, gergin bir CHP var ve bu zeminden sağlıklı bir sonuç çıkmaz.
Kılıçdaroğlu'nun gönlü Salıcı'dan yana... Bence de listesi delinse bile Salıcı bu seçimi alacak.
Ama şu da bir gerçek ki, hangisi il başkanı seçilirse seçilsin bu ruh haliyle CHP, İstanbul'u 2014'te değil 2018'de bile kazanamaz.
