Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

CHP'de sol açılım

CHP'de yine yönetim değişikliği oldu. Bu kaçıncı değişim doğrusu hatırlamıyorum. Parti her seçim ve kriz sonrası bu klasik yönteme başvuruyor.
Bu kez de Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, 30 Mart sonrası ortaya çıkan seçim başarısızlığının faturasını yönetimde görev alanlara ödetti.
Bu değişikliğin neye çare olacağını zaman içinde göreceğiz ama bu kez bir ilk yaşandığı da açık. CHP, 17 Aralık operasyonu öncesi ve sonrası İstanbul sermayesi ve Gülen Cemaati'yle girdiği ilişkilerle bir sonuç alamadığını gördü ve rotasını sola çevirdi.
Böylece "sağcılaşıyor" suçlamalarına da bir cevap verdi. Bir anlamda "sağı kucaklamaya devam" ama "sağcılaşmaya hayır" mesajıydı bu.
Kısaca CHP, İstanbul sermayesinin desteği ve Mustafa Sarıgül aşısı, Gülen cemaati operasyonları ve tapeleriyle bir sonuç alamadığını, bu politikalara destek veren siyasi aktörleri tasfiye ederek cevap verdi.
Bu da tamamen parti içine yönelik bir hamle. Bu hamlenin toplumda karşılık bulması için yeni aktörlere atfedilen sosyal demokrat yaklaşımların parti politikalarına yansıması gerekiyor.
Peki, bu mümkün mü? Doğrusu önümüzde cumhurbaşkanı ve genel seçimler nedeniyle yoğun bir gündem ve kısa bir zaman var. Bu dönemde CHP'de köklü bir siyaset değişimi ihtimali zayıf.
Ama bu bir önceki yönetimle kıyaslandığında "yeni sesler ve yeni yaklaşımlar" olmayacağı anlamına gelmez. Çünkü CHP yönetimi bu kez, daha sol -sosyal demokrat gelenekten gelen aktörlerden oluşuyor.
O aktörlerin başında da örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcısı Tekin Bingöl geliyor. Bingöl'ün, sosyal demokrasiyi ve Türkiye'nin temel meselelerini bilen bir siyasi geçmişi var. Ayrıca Önder Sav'la birlikte çalışması nedeniyle de CHP'nin örgüt yapısını iyi biliyor ve deneyimli. Üzerine ölü toprağı serpilmiş CHP örgütlerini yeniden hareketlendirmek kolay olmayacak ama bu konuda Bingöl'ün iyi bir seçim olduğunu en negatif CHP'li bile kabul ediyor. Kürt bölgelerinde "yok" hükmünde sayılan CHP örgütleri için de Bingöl bir şans. Tabii tüm bunlar yeni yönetimin "uyum" içinde çalışmasına ve bugünkünden farklı, Türkiye toplumunun sorunlarına dokunan siyaset üretmesine bağlı. CHP içinde böyle bir umut var.
Doğrusu sosyal demokrat siyaset üretme konusunda artık "yeni yönetici"lerin bahanesi de kalmadı. Yönetimde kendisini sosyal demokrat olarak tanımlayan Prof. Dr. Burhan Şenatalar, Veli Ağbaba, Seyhan Erdoğdu gibi yeni isimlerle Erdoğan Toprak, Gürsel Tekin, Sezgin Tanrıkulu gibi eski isimler çoğunlukta.
Son 12 yılı seçim yenilgileriyle geçiren, sağcılaşmaya ve Gülen Cemaati'yle ilişkilere tepki duyan toplumsal tabanın da, parti örgütünün de bu siyasi zeminde yeni politikalara karşı çıkma şansı ve niyeti yok.
Bu zeminde Türkiye'nin temel meselelerine dokunan bir siyaset geliştirilmiyorsa CHP için bir öngörüde bulunmak da zorlaşır. Görünen o ki CHP lideri Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçları ne olursa olsun bu değişimi yaparak 2015 seçimlerine "sorunsuz" gitmeyi hedefliyor. Doğrusu başka seçenek de yok. Ondan sonrası ise meçhul.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA