Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

Kılıçdaroğlu kimleri, nasıl harcadı?

Kim ne derse desin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, genel siyaset için bir şey diyemem ama "parti içi siyaseti" iyi biliyor ve gereğini de yapıyor.
Bunu görmek için kurultay gündemine ve sonrasına bakmak bile yetiyor. Kılıçdaroğlu, boşuna siyaset üretilmesi gereken kurultayı Cumhurbaşkanı Erdoğan'a saldırıya dönüştürmedi. Böylece hem CHP'de "tek adam" olduğunu tescilledi, hem de Merkez Yönetim Kurulu'nu istediği gibi dizayn etti. Aslında Kılıçdaroğlu, genel başkan olduğu 2010 Mayıs'ından bu yana hep aynı şeyi yaptı. Şu satırları 16 Nisan 2013'te kaleme aldık:
"Bürokratik zihniyetten gelen Kemal Kılıçdaroğlu, CHP içindeki stratejisini 'usta- ca' hayata geçiriyor.
Biraz geriye dönüp, 3 yıl önceyi, Mayıs 2010'u hatırlayalım ve Kılıçdaroğlu'nun siyasi yükselişine bakalım.
O hızlı yükselişin ilk kurbanı
'kurt siyasetçi' Deniz Baykal oldu. Kılıçdaroğlu tam bir siyasi operasyon yürüttü ve en güçlü rakibini güçlü bir medya desteğiyle devreden çıkarttı.
Çıkartırken de bir başka
'kurt siyasetçi' Önder Sav'la ittifak yaptı. 'Siyaseti bilmiyor, nefesi yetmez' denilen Kılıçdaroğlu, bir süre sonra Önder Sav'ı da ekarte ederek siyaseten emekli etti."
O yazıdan neredeyse bir yıl önce sıranın Gürsel Tekin'e geleceğini de yazmıştım. Biraz gecikmeyle de olsa o da şimdi gerçekleşti. Gecikmeyle diyorum çünkü geçen kurultayda olması beklenen bu hamle, bir biçimde ertelenmişti. Son operasyonu ilginç kılansa, "halk adamı" Gürsel Tekin'in bizzat halk eliyle çizilmesi oldu. Bu ayrıca yazmaya değer bir konu.
Alt alta sıralarsak, önce Baykal ve Sav, sonra Süheyl Batum gibi çok konuşan ama tabansız Ulusalcılar, şimdi de Gürsel Tekin saf dışı bırakıldı. Kürt kontenjanında yönetimde olması beklenen Sezgin Tanrıkulu'nun gitmesi de başta İstanbul örgütü olmak üzere herkesi ters köşe yaptı.
Bu arada sessiz sedasız etkisiz hale getirilen önemli bir kesim daha var: CHP dendiğinde akla gelen ailelerin temsilcileri... Gülsün Bilgehan, Hurşit Güneş, Osman Korutürk, Faik Öztrak, Sencer Ayata gibi klasik CHP'li ailelerden gelenlerin artık esamisi okunmuyor. Hiçbir etkileri kalmadı. CHP'nin tabanı da tavanı da farklılaştı.
Ortada klasik CHP'nin genetiğine bile uymayan garip bir CHP var. Parti kadroları Alevi ağırlıklı, sosyolojik oy tabanı şehirli sağcı-Kemalist, siyasi söylemi statükocu-solcu ve ne dediği toplum tarafından anlaşılmayan bir parti. Durumdan İstanbul burjuvazisi bile memnun değil.
Kurultay sonrası ortaya çıkan Merkez Yönetim Kurulu fotoğrafı bunu daha da pekiştirdi. Bir kadro hareketi mi, bir gençleştirme tercihi mi belli değil. Sadece İzmir'den 4 kişinin yönetime girmesi ve hepsinin de Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'na muhalif olması bile bu yönetimin parti tabanında derin bir memnuniyetsizlik yarattığını göstermeye yetiyor.
İstanbul dahil şimdiden CHP kulislerinde herkes birbirine "Kılıçdaroğlu ile bu iş gitmez" demeye başladı. Birçok siyasi aktör de harekete geçmiş durumda. İlginç şeylerden söz ediliyor. CHP'deki memnuniyetsizlerin sayısı belki de hiç bu kadar artmamıştı ama alternatif "lider" adayı yok. Bu durum acaba Deniz Baykal'a sarılmaya yol açar mı? Gürsel Tekin'in kurultay sonrası düğün davetiyesi götürdüğü için görüştüğünü duydum ama şu son günlerde Baykal'la kimlerin görüştüğünü doğrusu merak ediyorum.
Eski merkez medyadan esecek rüzgârları takip etmekte yarar var.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA