Eski HDP Eşbaşkanlarından Selahattin Demirtaş, cezaevinden muhalefeti dizayna devam ediyor.
CHP'den Deva'ya muhalefet partileri yeni bir siyasi iddia ortaya koymayınca, Demirtaş da istediği oyunu kuruyor. Yeri geliyor, Meral Akşener'i kahvaltıya zorlayarak ezberini bozuyor, "faşizan" diye İYİ Partilileri fırçalıyor, yeri geliyor CHP'ye çekidüzen veriyor.
Sessiz kaldığında da devreye İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu girip, ya "Demirtaş içeride olmamalı" diyor ya da Akşener ile Buldan'ı Kadınlar Günü'nde bir araya getirip kutlayarak dolaylı HDP gündemi oluşturuyor. Anlayacağınız, Demirtaş ve HDP, siyaset üretemeyen muhalefetin çaresizliğini fırsata çevirerek onlarla kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor.
Demirtaş'ın yeni oyuncağı bu kez "üçüncü ittifak" önerisi oldu.
Muhalefeti şaşkına çeviren öneri bir cümleden oluşuyor:
"Eğer muhalefetteki milliyetçi odaklar demokrasi ittifakına engel olmaya devam edecekse, HDP öncülüğünde üçüncü ittifak kurulabilir."
Mesajda "milliyetçi odaklar" adresiyle kimi hedef aldığı çok açık. Bu açıklama ile önceki şu açıklama adresin İYİ Parti olduğunu açık açık gösteriyor
"İYİ Partili bazı ırkçı siyasetçilerin faşizan söylemleri, her türlü diyalog ve çözüm zeminini maalesef tahrip ediyor."
Açık bir meydan okuma bu. Ama kimse de kalkıp, "Bu da nereden çıktı?" diyemedi. Çaresizler çünkü. Bu yüzden Kemal Kılıçdaroğlu da Meral Akşener de ne diyeceğini şaşırmış bir vaziyette topu taca atan açıklamalar yaptı.
Böylesine sert ve meydan okuyan yaklaşıma İYİ Parti'nin bir karşılık verememesi de doğal olarak akıllara şu soruyu getirdi: Acaba bütün bunlar danışıklı dövüş mü?
Siyaset kulislerinde her gün çok parçalı muhalefeti bir arada tutmak için onlarca plan üretiliyor. Bu da onlardan biri herhalde. Denilen şu: HDP'nin kapatılma ihtimalinin de tartışıldığı bir süreçte, İYİ Parti'nin PKK'nın yanına konumlandırdığı HDP'yle açık bir ittifak yapma ihtimali sıfır. Ama "projenin" de hayata geçirilmesi için HDP'ye ihtiyaç var.
O zaman Demirtaş'ın üçüncü ittifak önerisi hem İYİ Parti'yi rahatlatacak hem de HDP'ye lokomotif olacak yeni bir alan açacak görünüyor. Kapanma olsun veya olmasın bu hesaba göre; HDP, Deva ve Gelecek partileriyle bir araya gelip "üçüncü bir ittifak" oluşturacak. Zaten bu iki partinin durumu pek parlak değil. Bu ittifakla hem parlamentoya girişleri kolaylaşacak hem de CHP ve İYİ Parti'nin taşımakta zorlandığı HDP meselesi halledilmiş olacak.
Tabii Deva ve Gelecek Partisi'ne yüzde 1'ler civarında da olsa oy verecek sosyolojinin bu birlikteliğe nasıl tepki vereceği pek hesaba katılmıyor. Ayrıca üçüncü ittifak çağrısının bir ayağında da 2023 seçimlerini ikinci tura bıraktırma hesabı var. PKK destekli HDP'nin lokomotifi olduğu bir ittifakın Türkiye'nin geleceği açısından nasıl bir kaygı yaratacağı da ciddi bir soru olarak ortada duruyor.
Siyasetteki üç ittifaka ve kaotik tabloya, Muharrem İnce ve Mustafa Sarıgül gerçeğini de eklemek gerekiyor. Dahası küresel sistemin oturmadığı, Türkiye'nin etkili bir aktöre dönüştüğü, Suriye'den Libya'ya, Doğu Akdeniz'den Kafkaslara yeni dengelerin kurulduğu, yeni hesapların yapıldığı bir dönemde iki yıl çok uzun süre ve çok şey değişir.
Siyaset mühendisliği yapanların Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olma ihtimalleri bir hayli fazla.
