Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YAŞAR ÖZAY

Bakanlığa damgasını vurdu

İlk defa bir bayanın Türkiye Cumhuriyeti'nde Milli Eğitim Bakanlığı'na atanması bazı çevrelerce hoş karşılanmamıştı. 15 milyon öğrencinin, 600 bin öğretmenin görev yaptığı bakanlık eğitim konularına uzak olan birine emanet edilemezdi.
Fakat söylenenlerin tam aksi oldu. Göreve başladıktan sonra kurum yöneticileri, sivil toplum örgütleri, sendikacılar ve gazetelerin eğitim editörleriyle bir araya gelen Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, birbiri ardına beklenen sorunları dosya altı etmek yerine çözmeye başladı. İlk olarak özel okullarda burslu okuyan öğrencilerin burs sorununu çözdü. İşverenin burs verdiği oranda vergi vermesini sağladı. Kolejlere öğrenci alımının 8. sınıf SBS sonuçlarına göre yapılmasına izin verdi. E-kayıt sistemini bekletmeden uygulamaya soktu. Bununla kalmadı, 32 ilde okulöncesi eğitimi başlatarak zorunlu eğitimin 9 yıl olması önündeki engelleri kaldırdı. Tüm çocukların okula gitmesini sağlamak için çocuğunu okula göndermeyen ailenin elinden çocuklarının alınacağını açıkladı. Meslek liselerinin bir an önce özelleştirilmesini ve özel sektörün meslek lisesi açması gerektiğini, haksızlık yaratmamak adına ücretsiz kitap dağıtımının azınlık okullarına da uygulanacağını, kapalı olan köy ilköğretim okullarının okulöncesi eğitim kurumlarına dönüştürüleceğini ve sözleşmeli öğretmenlerin kadrolu yapılacağını duyurdu.
Bütün bu icraatlarını yaparken halkın isteklerini göz önünde bulundurdu. Üniversite gençliğinin yurt sorununu çözerken devlet-vakıf ayrımına izin vermedi. Her öğrencinin yurt isteğinin karşılanacağını, özel-devlet ayrımı yapılmayacağını belirtti; hiçbir art niyet düşünmeden uygulamaya soktu.
Öyle görünüyor ki, Sayın Bakan zaman içinde alacağı birçok radikal kararlarla tüm toplumu şaşırtacak.

Okul önlükleri

Toplumumuz geçmiş dönemde savaş yıllarının yaralarını sararken, bir yandan da eğitim seferberliği içine girmişti. Zor yıllarda okula giden öğrenciler perişan durumdaydı. Üstte ve başta yoktu. Yapılacak tek şey bu ayıbı örtmekti. Bunun için siyah önlük bulundu. Öğrenciler karalar içinde okula gönderildi. Sonraları siyah renk maviye dönüştürüldü. Şimdi bunun tartışması yapılıyor. Serbest kıyafet mi yoksa forma mı? Bakanlığın konuyla ilgili düzenlediği Çalıştay'da çıkan sonuçlar Milli Eğitim Bakanı'nın önünde. Sayın Bakan bir sohbetinde "Ben okul formamı hiç sevmedim. Devamlı suda ıslatarak okulda çıkarırdım" açıklamasında bulunmuştu. Öğrenciler açısından okul forması hiç sevilmiyor. Yöneticiler ise forma olmayınca öğrencinin tanınmamasından yakınıyorlar. Serbest kıyafete izin verilmesinin sakıncası ise, okullarda öğrencilerin marka yarışına girmesi olarak gösteriliyor. Sonuçta hem veliyi zora sokmayan, hem de öğrencileri marka mahkûmu yapmayan bir sonucun 2010- 2011 öğretim yılında uygulamaya konmasını ümit ediyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA