Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YAŞAR ÖZAY

Başarılı öğretmen başarılı öğrenci

Milli Eğitim Bakanlığı ile Ulaştırma Bakanlığı'nın birlikte yürüttüğü Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (FATİH) Projesi, Türkiye'yi bileşim teknolojisi konusunda Avrupa'da 5. sıraya taşıdı. Projenin dört yılda sonuçlanmasından sonra çocuklarımız ezberci öğrenci olmaktan kurtulacak. Bilindiği gibi bizim çocuklarımız okula başladığı dönemlerde içine kapanır, kendini ifade edemez, test çocuğu olur çıkar.
Eğitim; bir bilginin çocuğa verilmesi, zihninde ayrıştırıp farklı şekilde dışa vurmasını sağlamaktır. Ama bir bilginin verilip aynısının tekrar geri istenmesi ise ezberciliktir. Bizim eğitimin en önemli sorunu, ezbercilikten kurtulamamasında yatıyor.
Okulda sesi çıkmayan, söz dinleyen öğrenciler en iyi öğrenci olarak görülüyor. Oysa gelişmiş toplumlarda konuşan, fikrini söyleyen öğrenciler en başarılı öğrenci kabul ediliyor. Milli Eğitim Bakanlığı, hükümet bu ezberci sistemi ortadan kaldırmak için çaba harcıyor. Fakat nedense sonuç alınamıyor.

Eğitimin odağı

Öğrencilerimiz ne istediğini bilmeyen, yaratıcı düşünceden yoksun olarak yetişiyor. Böyle olmasının başlıca nedeni, öğretmen yetiştirme politikamız. Müzik öğretmenine matematik, tarih öğretmenine fizik sorusu sorarak öğretmen yapıyoruz. Oysa geleceğimiz olan çocuklarımızı yetiştiren öğretmenlerin en iyi şekilde yetişmesi gerekir. Yıllar önce öğretmen okullarından yetişen öğretmenler, belli bir bilinçle öğretmen oluyordu. Kendilerini öğretmen okuluna girdikleri andan itibaren öğretmen görüyor, ona göre yetişiyorlardı. Daha sonra öğretmenlerin üniversite mezunu olmasını istedik. Bu nedenle öğretmen okullarını kapattık. Amaç üniversite mezunu başarılı öğretmenler yetiştirmekti. Ama öyle olmadı. Öğretmenler eğitim psikolojisini bilmeyen kişiler olarak karşımıza çıktı.

Ne yapmalı?

Sistem iyi niyetle düşünülmüştü, yapılanlarla başarı yakalanmak istenmişti. Fakat jet hızı ile açılan eğitim fakülteleri bu isteği karşılamadı. Öğretmenleri hizmet içi eğitimde eğitmek ise göstermelikten ileri gidemedi. Bu durumda eğitim seviyemizi yükseltmek için zaman geçirmeden acil önlem almak gerekir. Yapılan teknolojik yatırımların yanına başarılı öğretmeni eklememiz gerekir. Yoksa yatırımların içi boş kalır. Vakit geçirilmeden "Eğitim Bilimleri ve Öğretmen Yetiştirme" alanında öğretmenlerin tezsiz yüksek lisans programlarına girmesini sağlamalıyız. Öğrencileri dershanelere ve özel ders almaya mahkûm eden sınav sistemini gözden geçirmeliyiz. 2050'li yıllarda Türkiye'nin dünyanın en başarılı ülkesi olması için yeni eğitim politikaları hazırlamak zorundayız. Ayrıca öğretmenlerin kendilerini daha iyi yetiştirmeleri için uluslarası toplantılara katılmalarını sağlayacak olanaklar sağlanmalıdır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA