Öyle günler geçmesine gerek yok, birinci gününden geliverir Eylül. Hele Ege'ye... Bodrum'a...
1 Eylül dedin mi başka bir Bodrum sabahına uyanırsın.
Serinler sabahlar, öğle güneşi canını yakmaz, sessizleşir sahiller, boşalır yollar, huzur gelir göğsüne konar.
Gitmiştir kalabalık, müzikler değişir, eller havaya pop şarkıları kovulur kulakları ruhu okşayan şarkılar doldurur.
Kitap bile başka okunur eylül Bodrum'unda. Sanki kelimeler uçuşur. Hayal dünyası canlanır insanın. Deniz soğur.
Koşmak yasaktır, ağır ağır yürünür, uzun uzun oturulur. Arkadaşlar yerini dostlara bırakır. Sohbetler koyulaşır.
Akşamları uzun kollu giyersin, o yanında olsa da sarılsa istersin. Kendini buraların sahibi hissedersin. Kimse gelip iğnesini batıramayacaktır sana, kimse saçını çekip kalbini kıramayacaktır bu ayda.
Zaten kırık dökük ne varsa dört bir yanındadır Bodrum'un...
Hem hüzünlüdür, hem özgürdür, hem âşktır, hem sondur, hem başlangıçtır, mistir mis... Hele şu mavi deniz...