Portakalı soyup yedikten sonra kabuklarını ne yaparsınız? Hiç ilişmez, çöpe mi atarsınız? Kesip, doğrayıp oyuncak mı edersiniz?
Şefkatle ayırıp reçel mi kaynatırsınız?
Terapi aracı olarak değerlendirip kese kese mundar ederim ben ve bu yüzden çocukken azar işitmişliğim çoktur. Portakal kabukları dolma gibi sarılıp, iple sıkı sıkı bağlanıp reçeli yapılırdı çünkü bizim evde. Sonra da hem halka halka, bukle bukle (salyangoz modeli) dilimlenip kahvaltıda yenir hem de içine girdiği bütün kek, kurabiye ve pastaları uçururdu.
Ama öyle her portakaldan olmazdı reçel.
Yafa portakalı bulunurdu ki kabuklar kalın, etli, pürüzsüz, kusursuz olsun. Ama işte benim için doğrayıp oynaması en zevklisi de o kabuklardı!
Velhasıl artıklardan yapılmazdı reçel, o iş için portakal özellikle seçilip özenle kabuğundan ayrılır, e içini de atacak değiliz ya, o da yenirdi!
Endüstriyel reçellerde böyle olmuyordur tabii. Olmuyormuş zaten. Reçellik mi, pastalık mı diye soruluyormuş meyve alımında.
Pastalık, vitrinlik demek! Dizilecek, görülecek, güzel görünecek...
Ezik, bozuk kaldırmaz. Reçellik ne demek peki? Daha gevşeği, eziği, çürüğü çarığı...
Sonra niye marketten reçel almıyoruz, bazı kahvaltılarda hâlâ karşımıza çıkan o mini paketleri niye aşağılıyoruz?
İstisnalar olmasa, yaşanmaz! Reçel alanındaki de Nar Gourmet. Bir kere demirbaş vişne, çilek, kayısının dışına çıkıp kreatif çeşitler çıkarıyorlar yıllardır. Ayrıca da meyve seçimiyle, şeker oranıyla, rafine lezzetler oluyor bunlar.
AHUDUDU İLE ÇİKOLATA
Sıfır katkı maddesi, sıfır koruyucu...
Elle toplanmış meyvelere sadece beyaz pancar şekeri eklenerek bakır tencerelerde yavaş yavaş kaynatılıyor.
Zencefilli portakal, karanfilli ayva, Osmanlı çileği, bebek incir, mandalina... Asıl şimdi çikolatalı reçellere girdiler ki aman Allahım!
Reçelin içinde çikolatanın ne işi mi var? Şöyle düşünün: Ahududu ile çikolata.
Pastada. Dondurmada. Şahane biçimde çiftleşmiyor mu? Maviyemiş (blueberry) ile çikolata. Instagram'da hep çok davetkâr görünmüyor mu? Çilek ile çikolata. Bu ikili olmasa Sevgililer Günü olur mu?!
Bu üçlüden gitmişler. Çikolatayı da bitter yapmışlar. Yüzde 70 kakao. Sonuç çok baştan çıkarıcı: Televizyon karşısına kucakta reçel kavanozuyla geçilebilir. Nutella'ya dev geçmiş olsun.
Portakal kabuğuyla çikolatayı niye kombinlememişler ki diye hırçınlaştım biraz ama Nar Gourmet'nin Genel Müdürü Samir Bayraktar anlattı: Bir buçuk yıldır üstünde çalıştıkları bir projeymiş. Pek çok meyveyi denemişler. Çok suyunu salanlarla çikolata yakışmamış. En iyi sonuç verenler bu üçü olmuş: Çikolatalı Ahududu Reçeli, Çikolatalı Maviyemiş Reçeli, Çikolatalı Çilek Reçeli.
Üçüne de kefil olunur. Ama çikolatalı ahududuyla aklımı kaçırdığımı da not düşeyim.
Fotoğrafla bağlantıyı kurmadan ayrılmayalım.
Bu üçgenler, baklava yufkasından börek. Neli? Çikolatalı ahududu reçelli. Nerede? Nuruosmaniye'deki Armaggan'ın (Eski Milliyet binası) üstündeki Nar Restaurant'da.
Başka nerede yapılabilir? Evde. Sarılır, fırına konur, ılınınca yenir ve sonrasında ruhlar teslim edilebilir!
