Türkiye'nin en iyi haber sitesi
RASİM OZAN KÜTAHYALI

Hrant'ın davası esas şimdi başladı...

"Tüm kalbimle ve beynimle biliyorum ki Hrant Dink'in kanı yerde kalmayacak. Tüm bu profesyonelce örgütlenmiş Ergenekon süreci aydınlatılacak. Tüm sorumlular yargılanacak"

Bu ülkenin onur abidesi bir aydın olan Hrant Dink'i katleden o alçak organizasyon cezasız kalacağını sanıyor ama aslında her şey daha yeni başlıyor. Bana göre bu soruşturma şimdiden itibaren Türk devleti ve medyasındaki ÖzDeccalgillerin istemediği noktalara uzanmak üzere yeniden başlamıştır. Öyle ki bu ülkenin başka bir onur abidesi bir adalet adamı olan Fikret Seçen medya aracılığıyla bunu söyleme ihtiyacı duydu... Bu skandal kararla biten soruşturma en başından sakat başlamış bir süreçti. Hrant'ın hayattaki en yakın dostlarından Ali Bayramoğlu daha işin en başında tetikçi Samast'ın savcılık sorgusunda müdahil olarak bulunmuştu ve sakatlığı en başından teşhis etmişti. O sorguda 'sorulmayan sorular'dan itibaren bu soruşturmanın sakat perspektifi ortadaydı. Zaten devlet ve medya içindeki Ergenekon'un sol ve sağ kanat görevlileri ilk günlerden "Bu bireysel bir cinayettir, okeyci çocuklar yapmıştır, bu iş yalnız kurtların işidir," demeye başlamıştı, çünkü eğer gerçekten bu cinayetin üstüne gidilirse çil yavrusu gibi kendilerinin dağılacağının farkındaydılar...

Ergenekon Propaganda Mekanizması
Bu örgütlü karartma faaliyeti "Türkiye'de inanılmaz bir ırkçılık dalgası var. Bu ırkçı faşizm Samast'ları yaratıyor", "Bu ırkçı cerahatle uğraşmalıyız" gibi 'iyi niyetli' görünen ama esasen eski katil devlet yapısını koruma amaçlı söylemlerle destekleniyordu... Bukalemeun gibi sürekli değişerek ayakta durmaya çalışan bu profesyonel Ergenekon propaganda mekanizması karşısında demokrat medya hâlâ çok zayıf. Birçok demokrat dostumuz geçmişten de kalan komplekslerle iki yemek davetine, üç-beş güleryüzlü muameleye kanıp hemen kendini bırakabiliyorlar... Kendilerini bıraktıkları kolların, kendilerini iğfal etmek isteyen kollar olduğunu fark ettiklerinde ise iş işten geçiyor...
Dahası "Bu ırkçı cerahat sonucu Samast'lar oluşmuştur. Böyle binlerce Samast var," diye yazanlar bizzat kendilerinin Samast'ları yetiştirecek iklimi var ettiklerini unutturmaya çalışıyorlar... Biz de inadına Hrant'ın katlini operasyonel olarak hazırlayan medya sürecini hatırlatalım. Ahmet Kaya'nın nasıl medya infazlarıyla adım adım öldürüldüğünü daha evvel bu köşede yazmıştım. Çok anlamlı bir şekilde o berbat mahkeme kararı açıklanırken Rakel Dink'in yanında Gülten Kaya vardı...
İkisinin de kocalarını aynı güç öldürmüştü.
Aynı gücün medya ayağı kocalarını "düşman ve hain" ilan etmiş, katli mümkün kılan ortamı oluşturmuştu...

Bukalem un Stratejisi
Hrant'ın şeytanlaştırılma süreci herkesin bildiği gibi 21 Şubat 2004'teki Hürriyet'in manşet haberiyle başladı. Ertuğrul Özkök'ün yönettiği gazete "Sabiha Gökçen'in 80 yıllık sırrı" manşetini atmıştı. Ersin Kalkan'ın haberi tarafsız dille yazılmış iyi niyetli bir haberdi. Fakat Özkök'ün bu 'tarafsız' gözüken manşetinden sonra başlayan operasyon, bu haberi iyi niyetli biçimde yapan Ersin Kalkan'ın da sonradan uyanmasına yol açtı. Özkök'ün yönettiği gazetede roller 'iyi polis / kötü polis' taktiğine göre dağılmıştı. Özkök köşesinden sözde 'iyi polis'i oynamış ama sürecin devamındaki diğer haberler ve yazılarla Dink'i bitirme operasyonunu başlatmıştı. Şu an 'vicdan kuaförü' rolünü oynayan Özkök'ün ODATV örgüt mensubu başyardakçısı da "Şunlara niye dokunulmadı?" diye sorarken bir yandan da emir ve komutası altında olduğu Özkök'ü aklamaya çalışıyor. Kimi salak arkadaşları kandırıyor mu bilmem ama Ergenekon'la mücadele eden ekip cesur olduğu kadar da zeki insanlardan oluşuyor ve bütün 'bukalemun stratejisi'nin farkındalar...
Özkök'ün manşetinin hemen ertesinde Genelkurmay Karargahı'ndan ve 'sivil toplum'dan sistemli Dink'e saldırılar dönemi başladı... Hrant'ın öldürülmesine zemin ve ortam hazırlandı. Toplum, Dink'e düşman edilmek istendi. Cinayet sonrası toplumsal kutuplaşma ve kaos ortamı bu zemin üzerinden alevlendirilecekti. Bu haberin müellifi Ersin Kalkan, Ergenekon'un kirli tezgahını fark ettikten sonra Özkök'ün Hürriyet'iyle ilgili şunları söylemişti: "Mensubu olduğum Hürriyet gazetesinin Hrant'ı ölüme götüren süreçte başta Emin Çölaşan olmak üzere bir kısım yazarı ve 'habercileri' marifetiyle büyük sorumluluğu olduğunu biliyorum... Başta Hürriyet olmak üzere gazetelerin çoğu Kemal Kerinçsiz tayfasının yaptığı saldırıları kınamak şöyle dursun, bu canileri kahraman haline getirdiler...
Bazı gazeteciler de bu kampanya sırasında Kerinçsiz gibi görevlendirilmiş ve bu vazifelerini hakkıyla yerine getirmişlerdir. Hrant'ın sonunu hazırlayan iklimin oluşturulmasında gazetecilerin de sorumluluğu vardır."
Bu berbat mahkeme kararından sonra Kalkan'ın tabiriyle 'Hrant'ın sonunu hazırlayan iklimin oluşturulmasıyla görevlendirilmiş gazeteciler' bayram ettiler. Aynı şekilde 'görevlendirilmiş kamu görevlileri' de bayram etti. Yaptıklarının yanlarına kâr kaldığını düşünüyorlar. Oysa söylediğim gibi her şey daha yeni başlıyor... Tüm kalbimle ve beynimle biliyorum ki Hrant'ın kanı yerde kalmayacak.
Tüm bu profesyonelce örgütlenmiş Ergenekon süreci aydınlatılacak... Tüm sorumlular yargılanacak... Ama en tehlikeli grup Hrant'ın en yakınlarından, Etyen Mahçupyan'ın tabiriyle 'sahte dostlar' takımıdır... Bu takıma dikkat...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA