TÜKETİM meselesine taktığımı düşüneceksiniz, lakin bence mevzu önemli. Önemli, çünkü sanayi sonrası toplumda üretim kıymetliydi, şimdi tüketim baş tacı. Önemli, çünkü eskiden ihtiyacımızı tüketirdik, şimdi ihtiyacımızı başkaları belirliyor. Önemli, çünkü sistem bizi gözümüzün içine baka baka, öpe koklaya 'esir' alıyor. Farkında bile olmuyoruz. 'Esaret', harcama yeteneğiniz olduğu müddetçe büyülü bir cennet olarak sunuluyor.
Kulağımıza sürekli "Tükettiğin kadar varsın,"; kalbimize "Tükettiğin kadar mutlusun," diye fısıldanıyor.
Önemli, çünkü konu insanın 'kendisi' yani özne olabilmesi ve daha çok özgür olabilmesiyle doğrudan ilgili.
Önemli, çünkü biz bu 'yapay cenneti', her gün yeniden tüketerek üretiyoruz.
Ve tabii ki, en çok da kadınlar! Kadınlar en iyi tüketicilerdir. Bunu küçük bir gözlemle bile fark etmek mümkün.
İşyerlerinde
küçük bir gözlem yapın. Kadınların online alışveriş sitelerinde ne sıklıkla sörf yaptıklarını göreceksiniz. Rakamlar da bunu doğruluyor.
2011 verilerine göre kadınlar global ölçekte yıllık tüketici harcamalarından 20 trilyon dolar civarında pay alıyor. Bu rakamın 2016'ya kadar 28 trilyon dolara tırmanması bekleniyor. Yani toplamda kadınlar, Çin'in ve Hindistan'ın toplamından daha büyük bir pazarı temsil ediyor.
Kadınların 'dünya ekonomisini ayakta tuttukları' söylenebilir. Ancak bu gerçeğin bir başka okuması daha var: O da, kadınların, sistemin yani 'esaret'in yeniden üretilmesinde, erkeklere göre daha özel bir işlevinin olduğudur.
Hem hedef kitle olarak hem de reklamlarla hedef kitleyi etkileyen olarak.
Bu verilerin ışığında şunlar söylenebilir:
- Kadınlar, tüketimin asıl hedef kitlesidir ve erkeklere göre daha ağır bir bombardımana maruz kalıyorlar. Yani daha mağdurlar.
- Kadınlar sistemin yeniden üretimine karşı verilecek mücadelenin yumuşak karnıdır.
- Kadının toplumsal gücünün en baskın halinin cinsiyetini kullanma olduğu müddetçe bir 'aydınlanma' yaşanması zordur.
- Kadınlar, tüketimden gelen güçlerini kullanabilirlerse, bu yöndeki olası bir toplumsal hareketin 'öncüsü' olabilir.
"Yuvayı dişi kuş yapar," diye boşuna söylememişler demek ki!
