Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BÜLENT TİMURLENK

Ben yoruldum hayat...

"İtalya'da istifa etmek yürek ister çünkü bu kararı kimse kolay kolay almıyor, futbolda da, politikada da iş hayatında da... Bizde istifa edene kaybetmiş bir zavallı gözüyle bakarlar, aslında öyle değildir. İstifa etmek yürek ister dedim ya ben de öyle yapmıştım 20 yıl önce..."
Bu satırlar İtalya'nın gelmiş geçmiş en iyi teknik direktörlerinden biri olarak kabul edilen ve futbol tarihine damga vurmuş 10 teknik adam denildiğinde herkesin listesinde yer alan bir isme ait. Arrigo Sacchi. Silvio Berlusconi'nin Milan macerasında ilk şampiyonluğu kazandıran, Maradona'lı Napoli'yi yıkan, iki yıl arka arkaya Şampiyon Kulüpler Kupası'nı kazanan Sacchi, Milano kulübünden ayrılıp İtalyan Milli Takımı'nın başına geçtiğinde "sadece" 45 yaşındaydı. Son 40 yıla damga vuran takımlar arasında onun Milan'ını ilk sıraya yazan çok futbol tarihçisi vardır ama 1994 Dünya Kupası'nı finalde kaybeden Sacchi, teknik adamlık kariyerine son noktayı koyduğunda 55 yaşındaydı ve bu kararından hiçbir zaman geri adım atmadı. Son 20 yılda Real Madrid'de bir yıl başkan danışmanlığı dışında sadece futbol yorumculuğu yapan İtalyan teknik adam için "Zirvede bıraktı, her şeyi kazanmıştı" diyenler de var "Yapacak daha çok şeyi vardı, erken emeklilik ile futbola ihanet etti" diyen de. Biz yine onu dinleyelim çünkü hikayesinin sonu vatandaşı bir başka teknik direktör Cesare Prandelli'ye bağlanacak...

"Parma ile son maçımda Venedik'i 2-1 mağlup ettik. Soyunma odasına döndüğümde eşimi aradım ve ona "Yeter, artık bitti" dedim. Galibiyet hiçbir şey ifade etmiyordu bana, mutlu değildim. Teknik adamlığa başlamak hayatımın en iyi birinci kararıydı, o gün bırakmak ise ikincisi. 27 yıl boyunca aynı mükemmeliyetçi kafamla çalışmış, alt liglerdeki Bellarina da Milan ile kupalar kazanırken de aynı heyecanı yaşamıştım. Stres hep hayatımın bir parçasıydı ama kazanmak onu baskılıyordu. O gün şunu fark ettim, üzerimdeki baskıyı artık bir galibiyet alıp götürmüyordu. Her ne olursa olsun, nasıl olursa olsun diye dayatılan kazanma kültürünün bir parçası olmak istemiyordum artık. "Kazanmıyorsan bir hiçsin" noktasına gelmişlerdi. Artık futbol dünyasında yerim yoktu."
Arrigo Sacchi'yi geçen haftalarda bu sözleri söyleten ve Corriere della Sera gazetesinin röportajına "evet" demesine sebep olan ise Cesare Prandelli'nin Fiorentina'dan istifası sonrasındaki itirafları. Floransa kentinde geçmişteki başarılı yılları yüzünden çok sevilen Prandelli, kaybettikleri Milan maçının ardından ani istifa kararıyla İtalya'da 2021'nin Sacchi'si olmayı başardı. 20 yıl önce strese bağlı rahatsızlıklardan muzdarip olan Sacchi gibi Prandelli de "Artık kafam kaldırmıyor. Yapamıyorum. Teknik adamlığı bırakıyorum" dedi...

***

Son 10 yılda oyunun zirvesinde olan ve ellerindeki milyarlık kadrolarla kazanmaktan başka bir çaresi olmayan star teknik adamların dökülen saçlarını, çöken göz altlarını, yüzlerine düşen çizgileri tartışıyor. Pep Guardiola'dan Jose Mourinho'ya, Luis Enrique'den Jürgen Klopp'a kadar birçok teknik adam kilolarına dikkat etse, şıklıklarından ve tarzlarından ödün vermese de pasaport fotoğraflarını değiştirmek zorunda kalacak kadar yaşlandılar. Arrigo Sacchi'nin 20 yıl önce sahneden inmesine sebep olan yoğun stres ve sonucu olan depresyon bütün teknik adamların kabusu. Yıldız futbolcuları yönetmek, başkanlarla olan iletişim, rakip analiz, yoğun fikstür, bir şey ifade etmeyen ikincilikler, sorularıyla bunaltan futbol medyası ve Sacchi döneminde olmayan ama bugün futbol dünyasının kabusu olan sosyal medya...
Sahneden erken çekilen ilk teknik adam Sacchi değil, sonuncusu da Prandelli olmayacak zaten örnekler bir elin parmakları kadar da değil. Sparta Rotterdam'ı çalıştırdığında kulüp teknik direktörü olarak hiç tecrübesi olmayan Frank Rijkaard, Hollanda'nın en eski kulübünü küme düşürdükten sonra Barcelona'nın başına geçmiş ve beş yılda bir Şampiyonlar Ligi iki de İspanya La Liga şampiyonluğu kazandıktan sonra 2008 yılında yolun sonuna gelip valizini toplamıştı. Frank Rijkaard, Galatasaray teknik direktörü olduğunda 47 yaşındaydı. Galatasaray'dan sonra bir kulüp çalıştırmadı, Suudi Arabistan Milli Takımı'nda 2011-2013 yılları arasında görev yaptıktan sonra sahneden çekildi, 2016 yılında bir röportajda artık teknik direktörlük yapmayacağını açıkladığında ise 54 yaşındaydı...
Futbol tarihinin unutulmazları arasına giren bir çok isim oyundan koptuktan sonra bu stres altında yaşamak yerine kendi konfor alanlarını oluşturdular. İtalyan Vialli, Costacurta ve Bobo Vieri gibi isimler bizde de birçok örneği olduğu üzere futbol tutkularını yorumculuk yaparak gideriyorlar. Kimileri de Baggio ve Batistuta gibi golf oynuyor... 30'lu yaşlarında sahneye çıkan Alman teknik adamlar önümüzdeki 10 yılda futbolda kaçınılmaz bir değişimin aktörleri olacaklar. Bilim ve teknoloji sayesinde futbolcuların kariyerleri uzarken yakın gelecekte belki de 60 yaşın üzerinde teknik adamların sayısının azaldığını göreceğiz. Sonuçta kim evinin salonunda giydiği uzun ve kalın depresyon hırkasıyla milyonlar önünde takım yönetmek ister ki...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA