Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YEŞİM TABAK

Sinemanyak bir romantik

Hayalİ Aşklar'dan sinema adına çıkarılabilecek sonuçlardan biri şu: Bazen ölçüsüzlük iyidir... Kanadalı 'çok genç' sinemacı Xavier Dolan (şu an 22 yaşında), "Abartıyor muyum?" endişesine belli ki hiç kapılmaksızın, sinemayla ilgili sevdiği ne varsa, kat kat cila halinde filmine yediriyor. Hatta filmin zemininin 'cilayı emme' kapasitesinin üzerine de çıkıyor ama, bu da Hayali Aşklar'ı bekleneceği gibi yapmacık değil, bilakis içten kılan bir tavra dönüşüyor. Dolan, 'sinemanyak' bir yönetmenin ve romantik bir gencin heyecanlarını çıplak halde paylaşıyor bizimle. İlk filmi Annemi Öldürdüm, hem duygusal dürüstlüğü hem de sadece 19 yaşında bir sanatçının işi olmasıyla, sinema dünyasında orta çapta 'bir hadise' haline gelmişti. Başrolü oynadığı bu filmde Dolan, gay bir oğlanın annesiyle yaşadığı işkence ve aynı zamanda şefkat dolu yıpratıcı ilişkisini anlatıyordu. Annemi Öldürdüm'ü etkileyici kılan, diyalog ve oyunculuklarının sahiciliğiydi. 60'lar ve 70'lerin Fransız sinemasına aşina olanlar, bir 'Yeni Dalga', bilhassa da Jean Luc-Godard kokusu almadan edemediler. En çok da sanatkarca bir yapmacıklığı ilişkiler hakkında samimi tartışmalarla birleştirdiği ve gençliğin ruhuna adanmışlığı yüzünden. Aynı koku, ikinci uzun metrajlısı Hayali Aşklar'dan da buram buram gelmekte. Bu sefer herkes bir de Wong-Kar Wai etkisinden bahsediyor. Hakikaten de Kar Wai'nin Aşk Zamanı'nda zirvesine ulaşan atmosfer düşkünlüğü, yavaşlatılmış çekimleri, anları / detayları / kostüm ve dekorları / şarkıları 'fetişleştirme' biçimi, nihayetinde duygusal tasviri her şeyin önüne koyma merakı, Hayali Aşklar'da ziyadesiyle mevcut. Tabii yine Fransız Yeni Dalga'sının yıldız yönetmenlerine, Jean-Luc Godard ve François Truffaut'ya da dönmek durumundayız. Hayali Aşklar'ın 'üç kişilik aşk'ı Truffaut'nun Jules ve Jim'inin; çeşitli gençlerin filmin teması bağlamında kendi vaziyetleri hakkında doğrudan kameraya konuşarak verdiği röportajlar ise, Godard'ın Çinli Kız'ının ruhunu çağırıyor ister istemez. Sinema tarihini bir kenara bırakıp bu hikayeye dönecek olursak, tıpkı Seyfi Teoman'ın Bizim Büyük Çaresizliğimiz filmindeki gibi, aynı kişiye aşık olan iki yakın arkadaş var burada da: Audrey Hepburn hayranlığını retro-klasik gardırobuyla ortaya koymayı seven ürkek Marie (Monia Chokri) ve incelmiş zevkleriyle daima 'şık' biri olmaya özen gösteren romantik gay kankası Francis (Xavier Dolan). İkili, birlikte katıldıkları bir ev partisinde, Nicolas'nın (Annemi Öldürdüm'de Dolan'ın sevgilisini oynayan Niels Schneider) özgüvenine, sarı saç buklelerine, sigara içişine, Yunan heykellerini andıran kemik yapısına ve 'soft' enerjisine vurulmaktan kendilerini alamıyorlar. Perdede arka arkaya önce Michelangelo'nun Davut heykeli, ardından Jean Cocteau'nun çizimleri belirince, kahramanlarımızın nasıl da 'Nicolas-çarpmış'a döndüklerine iyice emin oluyoruz. Nicolas 'arkadaş canlısı' bir oğlan. Her ikisine de sevgi, ilgi ve zamanını ayırmakta cömert davranıyor. Böylece üçlü bir arkadaşlık başlıyor. Kültürel aktiviteler, hediyeler almalar, oyunlar, 'kardeşçe' olma düzeyini merak ettikleri 'birlikte uyumalar' vs. Marie ve Francis'in emin olamadıkları bir başka konu da, Nicolas'nın cinsel tercihi (eğer varsa...). İki arkadaşın hem aralarındaki bağı koruyup hem de iyice kızışan bir şekilde birbirleriyle rekabet ettikleri bu süreç, aynı zamanda ciddi bir müzik meraklısı olduğu anlaşılan Dolan'ın araya serpiştirdiği 'klip'ler ve zaman zaman gerçeküstü tasvirler eşliğinde geçiyor. Basın gösteriminden çıkarken, bir arkadaşımız "İyi de bu film değil!" diyordu. Bir film olmanın kuralları ne zaman sabitleşti ve onaylandı bilemiyorum ama, Hayali Aşklar, 'güzel bir şey'. Aynı zamanda seyirciye karşı 'cömert bir şey' de, çünkü itiraflarla dolu. Dolan'ın kuşağından sinema meraklıları için özel bir yeri olacağına ise, hiç şüphe yok. Yeni Dalga'nın gençlik sevdası, her yeni kuşak için ilham kaynağı olmayı sürdürecek gibi görünüyor. O dalga hep yeni...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA