Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YEŞİM TABAK

Yeşilçam replikleri

SİNEMALAR.COM'un düzenlediği bir ankete göre, Türk sinema tarihinin en unutulmaz repliği, "Ağanın pohi üstüne poh olur mu!?" (Kibar Feyzo-1978). Maho Ağa'nın (Şener Şen) tebaasına yönelttiği bu kritik soru, yurt çapında yapılacak bir anketten de (diyelim ki genel seçimlerdeki oy pusulasına böyle bir soru eklendi), muhtemelen galip çıkardı. Türkiye sınırları içinde en sevilen film türünün komedi olması; repliğin feodal yapıya mükemmelen nokta atışında bulunması; Şen'in sayısız repliği hafızamıza kazıyan, filmdeki karakterin ruhunu tamamen ele geçirdiğine inandıran tonlaması; bunlar sebeplerden birkaçı olsa gerek. Kabul etmek lazım ki, 5 bin kişilik anketten çıkan sonuç, manadan yoksun değil. 'Batı illeri'nde ağadan boşalan yerin babalar, kısmen ağabeylerce eksiksiz biçimde doldurulduğu ve aşağı yukarı aynı sorunun ("... olur mu?") sıklıkla aynı cevabı ("olmaz") aldığı bir yerde, halkı en çok tatmin etmiş film repliklerinden birinin bu olması anlaşılır. Ankette, filmlerdeki varlığıyla mantık-düzen ne varsa altüst eden Kemal Sunal'ın replikleri ayrı bir kategoride değerlendirilmiş. ("Aha Mahmut Hoca!" 1 numarada.) Mantığı yerle bir etmek yerine tamamen yok sayan Öztürk Serengil ve 'kişisel üretim'i olan jargon için de, aynısı kolaylıkla yapılabilir.

ÖNEMLİ OLAN REPLİK DEĞİL OYUNCU MU?
Sinema tarihimize bakılırsa halkın senaristlere en sık tekrar ettirme ihtiyacı hissettirdiği, aynı zamanda en çok tiye aldığı cümlelerden biri, "Size baba diyebilir miyim?", yani sahip çıkacak 'babavari' bir figür arayışımız ilk beşte yok. "Nayır, nolamaz!" ve "Senin annen bir melekti yavrum" ise oradalar. Aslında bu replikleri 'unutulmaz' addetmek, "En sevdiğim şarkı sözü: La..." demekten farksız. "Bedenime sahip olabilirsin ama ruhuma asla", "Güzel olduğunuz kadar küstahsınız da", "Kör oldum!" vs., bunlar Yeşilçam'ın notaları sayılır. Ki tüm bunları, sinemamıza "Gösterelim anam!" gibi tamamen orijinal bir klasiği de hediye eden Arabesk (1988) filmi çok güzel özetlemişti.
Filmlerde söylenip de kendi başına şöhrete kavuşmuş sözlerden bahsederken, Şener Şen'in sinema kariyerinden uzaklaşmak zor zaten. "Ağanın pohu..."nun siyasi hicvi yerine 'felsefi yaklaşım'ıyla öne çıkan "Sor bakalım, niye yaptım" (Banker Bilo-1980) veya "Tomateeess..." (Züğürt Ağa-1985) gibi birçok klasik, Şen'in ağzından çıkmış bulunuyor. Tabii Erdal Özyağcılar'ın ikincil rollerdeki katkılarını da unutmayalım. Züğürt Ağa'daki "Ağaymış! ...ımın ağası! Hıyar ağası!" deyişi mesela, "Önemli olan replik değil, oyuncu" dedirtebilecek anlardan biri. Tıpkı Vahi Öz'ün Kart Horoz'daki (1965) "Afferin oğlum Mehmet, saa da prefo!"su gibi.
Bu hususta 'önemli olan' her filmde değişiyor aslında. Bazen sözün kendisi: "Ben seni değil, resmini sevdim." (Sevmek Zamanı-1965) Ya da "Sevgi neydi? İyilikti, dostluktu. Sevgi emekti." (Selvi Boylum Al Yazmalım-1977) Bazen yönetmenin sinema dilinin gücü: "Bir sigara içebilir miyim? Yakar mısın?" (Vesikalı Yarim-1968) Bazen 'pespayelik': "İnişe geçiyorum." (Dünyayı Kurtaran Adam-1982) Veya 'kendi türünde' aşırılık: "PİNAS'ın baş harflerinde sizler varsınız. Para İçin Namusunu, Arkadaşını Satanlar. Sizler!" (Vefasız-1971)
"Sizler, bizler, onlar"; ağır konulara girmeyelim. Ama yine de "Yaşasın Seferoğulları!" / "Yürüyün Tellioğulları!.." Çünkü galiba "Hakiki Tosun Paşa benim!"

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA