Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

Gıcırtıya son

Nermin Abadan Unat müthiş bir kadın: 92 yaşında "Fikir değiştirdim" diyebiliyor.
Nilgün Cerrahoğlu ile söyleşisinde kadın milletvekillerinin Meclis'e başları örtülü gelmeleri söz konusu olmuş. Nermin Hanım eskiden bunun yasaklanmasını desteklediğini, ama şimdi normal karşılanmasını doğru bulduğunu söyleyerek gerekçesini şöyle açıklıyor:
"Anladım ki bugün din çok güçlü bir birleştirici unsurdur... İnsanlar birbirlerine daha yakın dayanışma halinde olabilmek için ortak değerler arıyor... Din toplumsal, büyük bir pekiştirici unsur, zamktır."
Ben de eskiden dini saplantı sayardım. Zamanla gözlemledim nasıl dayanışma artırıcı bir "zamk" olduğunu. Yetmişime yaklaşırken Sırp faşistlerine sembolik direniş diye Bosna'da Kara Kuğular adlı seçkin savaşçılar birliğine katıldım. Oradaki delikanlıların hiç yobazlaşmadan ortak Müslüman kimliğinin dayanışmasıyla nasıl devleştiklerini gördüm, "İslam'la barışma" serüvenimi Milliyet'teki yazı dizisinde anlattım.
Şimdi başka bir şey görüyor, başka bir gerçeği vurgulamak istiyorum. Dinin insanları yakınlaştırması kadar birbirine düşürmesi de olasıdır. İbadet farklarının tarih boyunca döktürdüğü kan Karadeniz'i Kızıldeniz yapar. Her şey insanların dine de, birbirlerine de gülümseyerek mi, diş gıcırdatarak mı baktıklarına bağlı.
Bugün Türkiye'de siyasal hesaplaşma sınıfsal çıkarlara değil de kadınların başlarını örtüp örtmemesine göre yürütülüyor. "Atatürkçülük" de karıştırılıyor tehlikeli zırvaya.
Gençliğimde, Marmara Yat Kulübü'nde başörtülü bir güzel kız kendisine dil dersi vermemi istemişti. Arkadaşlar alaya alırlar diye reddetmiştim. Orada kalan Millî Eğitim Bakanı Hasan Âlî Yücel reddetmemi alaya almış, bana Atatürk'ün başörtülü annesini anlatmıştı. Onun hoş öyküsünü otobiyografik oyun yaptım ama henüz sahneletmedim.
(Evet, utanarak söyleyeyim: "başörtüsü avukatı" demelerinden çekindiğimden.)
Geçen Eylül'de biri "örtülü", öteki "açık" iki komşu ailenin karşılıklı manevraları konusunda bir müzikli komedi yazdım. (O da rafta henüz.)
Bu hafta bir başka komedi yazımını bitirdim. İşten çıkarılan bir "ilerici" köşe yazarını avutmak için kardeşi ona otel odasında eskort kız getirtiyor. Dindar çıkıyor kız. Konu ikisinin matrak kapışması.
Bunları ürünlerimden söz etmek amacıyla değil, insanlarımızın birbirlerine ve "vahim" konulara kaş çatmadan bakabilmelerine katkı sağlamak üzere herkesin kendi olanaklarıyla bir şeyler yapabileceğine somut örnek diye anlattım.
Diş gıcırtısı korosundan hafakanlar basıyor da...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA