Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Bir gecede

Atina'nın yanmış-yıkılmış görüntülerine bakınca Sparta'da M.Ö. 461'de "İlot"ların, yani toprağa bağlı kölelerin isyanını hatırladım.
Sparta'da zaman içinde o kadar artmıştı ki hiçbir hakkı ve hukuku olmayan "İlot"lar, sayıları devletin asli yurttaşları olan "Eşitler"in nüfusunu katlamıştı. Bir gün sömürü düzenine başkaldırdılar ve Sparta'yı yakıp yıktılar.
Tıpkı bugün bir avuç seçkinin ve Brüksel'deki "Oligarşi"nin kendilerini iliklerine kadar sömürmesine başkaldıran Yunanlar gibi...
Atina'nın Akropol kalıntılarına dönmüş caddelerinin görüntüleri bana Atinalılar'ın "Tiranlar"a karşı isyanlarını çağrıştırdı. Tiranlardan birinin, Demetrius Falereus'un Attika'da yaptırdığı nüfus sayımında şöyle bir tablo ortaya çıkmıştı: 21 bin yurttaş, 10 bin melez ve 400 bin köle! Bu kölelerin çoğunluğunu borçlarını ödeyemediği için alacaklılarının "Mal"ı konumuna düşmüş eski yurttaşlar oluşturuyordu.
21 bin kişi 400 bin kişiye istediğini dayatabilir mi? Ya da ne kadar, nereye kadar dayatabilir?
Yaklaşan tehlikeyi ilk Solon görmüştü ve hazırladığı anayasada özgür Atinalılar'ın borçlarından ötürü köleleştirilmelerini yasaklamış, o statüye indirgenmiş olanları da özgürleştirmişti.
Solon'un anayasası Atina'nın demokrasiye geçişinin ilk adımı olmuştu. Onun ardından Klisten ve Perikles demokrasinin inşasını tamamlamışlardı.
Yani kölelik düzeni tetiklemişti Atina'nın oligarşiden ve tiranlıktan demokrasiye geçişini. Bugün ise demokratik düzen ve liberal ekonomik sistem Yunanistan'da köleler üretiyor. İnsanları köleleştiriyor. Brüksel'den, Paris'ten, Berlin'den destek alan bir avuç efendi de o kölelerin başına Avrupa'dan bir tiran getiriyor.

Mikis Teodorakis'in Atina'yı yakıp yıkan öfkeli kölelere seslenişinin antik çağ Atina'sının kahramanlarının bugün bile Partenon sütunlarında yankılanan söylevlerinden ne farkı var? 86 yaşındaki büyük besteci şöyle feryat ediyor: "Bir avuç seçkin Yunanistan'ı ölüme mahkûm ediyor. Uyanın..."
***

Sintagma (Anayasa) Meydanı'nda onbinlerce gösterici ile güvenlik güçleri çatışırken, tam karşısındaki parlamentoda "Ölüm fermanı" oylamaya sunuldu. Kabul edenler 199, reddedenler 74. "Kabul edilmiştir..."
"Evet"e kalkan 199 el, asgari ücreti yüzde 22 düşürerek brüt 586 avroya indirdi, 15 bin kamu görevlisini daha kapı önüne koydu, memurların ve emeklilerin maaşlarından iri bir dilim daha kesti.
Ve Yunanistan sosyal adalet, refah düzeyi açısından bir gecede 50 yıl geriye gitti.
Ve bir gecede onbinlerce Yunan daha yoksulluk sınırının altına itildi.
Ve bir gecede Sintagma Meydanı'na Yunan halkının darağacı dikildi.
Siz asıl bundan sonra görün Yunanistan'dan yansıyacak açlık-işsizlik-yoksulluk manzaralarını... Komşu'nun trajedisi bana daha çoook mürekkep döktürecek...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA