Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Bebek isyanı

Gezi Parkı'ndaki eylem bugün-yarın noktalanacak.
Ama Bosna Hersek'te Gezi'den esinlenen annelerin Saraybosna'daki protesto eylemleri en az ay sonuna kadar sürecek.
Ne eylemi bu?
Göstericilerin koyduğu adla cevap vereyim: "Bebek devrimi". Veya "Bebek isyanı".

***

Her şey 3 aylık Belmina'nın, Belmina İbrisevic'in tedavi için acilen bir Avrupa ülkesine gönderilmesi zorunluluğunun ortaya çıkmasıyla başladı. Ama gönderilemedi.
Çünkü pasaportu yoktu!
Çünkü pasaport alamıyordu!
Çünkü pasaport alması için vatandaşlık numarasına ihtiyaç vardı!
Çünkü vatandaşlık yasasının yürürlük süresi dolmuştu!
Çünkü yeni vatandaşlık yasasında Sırp, Hırvat ve Boşnak politikacılar anlaşamıyorlardı!
Çünkü Sırp Cumhuriyeti kendi özerk bölgesi için ayrı bir vatandaşlık numarası serisi istiyordu!
Çünkü Boşnak ve Hırvat partileri ise bu talebin Sırp Cumhuriyeti'nin federasyondan kopma planının bir parçası olmasından kuşkulanıyorlardı!
Ve çünkü bu tıkanma yüzünden geçen 12 Şubat'tan bu yana doğan bebeklerin hiçbirine ama hiçbirine vatandaşlık numarası verilemiyordu!
***

Gezi Parkı'ndaki eylemlerin başlamasından aşağı-yukarı bir hafta sonra, 6 Haziran'da anneler kendiliklerinden Saraybosna'daki Bosna-Hersek Parlamentosu önünde toplandılar.
Sadece Boşnak anneler değil. Sırp ve Hırvat anneler de.
20 yıldan bu yana ilk kez Bosna-
Hersek Cumhuriyeti'ndeki etnik duvarlar yıkılıverdi.
Tıpkı tarihe karışan Yugoslavya'da olduğu gibi... Tıpkı Mareşal Tito dönemindeki gibi...
***

Aslında vatandaşlık numarası krizi bardağı taşıran damla oldu.
Bosna-Hersek vatandaşları yoksulluktan, yolsuzluktan, işsizlikten, uzlaşma kültüründen yoksun siyasetçilerin ayak oyunlarından bıkmıştı, bezmişti.
Annelerin eylemine birkaç gün sonra babalar da katıldı. Ardından işsiz gençler de. (Not: Genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 70'i geçiyor.) Daha sonra üniversite gençliği de. Daha daha sonra lise gençliği de...
Yani Bosna-Hersek'in beceriksiz politikacıları, ülkenin tüm etnik ve sosyal gruplarını karşılarına almayı başardılar.
Saraybosna protestocuları siyasetçilere yeni yasayı çıkarmaları için 30 Haziran'a kadar süre verdiler. Yoksa...
Malum klişe moda oldu ya; kimileri Saraybosna'daki bu "Uyanış"ı "Bosna Baharı"nın ilk esintileri olarak yorumluyor.
Kim bilir...
***

Bana ise bir atasözünü anımsatıyor:
"Devenin belini en son yüklediğimiz bir saman çöpü kırdı..."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA