Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SALİH TUNA

Erdoğan’ın o imajı neden bitmedi?

Sadık Albayrak üstadımızla geçen gün ordan burdan, kitaplardan hasbihal ederken laf döndü dolaştı, bir anekdotunu dercettiğim Prof. Nur Vergin'e geldi.
Anekdot mu?
Bizzat fakire anlatmıştı ya hani; bir misafiri evindeki geniş kütüphanesindeki Kur'an-ı Kerim'i görünce hayretle ünlemiş, "Nur! Senden bunu beklemezdim!" demişti.
Sadık ağabey Nur Vergin'i rahmetle andıktan sonra, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'karizması' hakkında söylediklerini hatırlıyor musun" dedi.
"Hatırlamaz olur muyum" dedim.
Vaktiyle bir hayli tartışılmıştı. Sene 2001'di, AK Parti henüz kuruluş aşamasındaydı.
Recep Tayyip Erdoğan'ın Kasımpaşalı olmasının ona "Bizden biri" imajını kazandırdığını, bu anlamda politik yarışmaya kazançlı girdiğini söylemiş, "Varoşlardan gelen adam" imajının çok güçlü bir etki oluşturduğunu iddia etmişti. Hatta, Erdoğan'ın karizmatik olmasında fiziğinin de katkısı olduğunu düşündüğünü, çok iyi şiir okumasını da (ki Z Kuşağı bilmez, sırf okuduğu bir şiir yüzünden mahpus damına atılmıştı) önemsediğini dile getirmişti.
Merhume sosyoloji profesörünün bu sözleri, "Beyaz Türkler" için yenilir yutulur şeyler değildi.
Hele ki "sömürge aydınları" hepten şaşkına dönmüştü.
Nur Vergin'den hiç beklemiyorlardı.
Çünkü o her bakımdan tastamam Beyaz Türk'tü. Yani, (Ertuğrul Özkök'ün kulakları çınlasın) sonradan görmelerden değildi.
Rahmetlinin dediği gibi de oldu. Sayın Erdoğan "Bizden biri" imajıyla yarışmaya (seçimlere) kazançlı girdi ve her yarışta da bu kazancını artırarak sürdürdü.
Peki ya şimdi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Varoşlardan gelen adam" imajı sona mı erdi?
Muhalif güruhun dillerinden düşürmediği saraylar, köşkler, konvoylar, makamlar, makam araçları, ila ahir, "Bizden biri" imajını bitirdi mi?
Kesinlikle bitirmedi.
Yürüyüşünden bakışına, fikir öfkesinden gülüşüne kadar sahiciliğinde, samimiyetinde, içtenliğinde hiçbir şey değişmedi.
Hiçbir duruşu, tavrı, duygusu fake değil; hâlâ neyse o.
Tek bir fark var; eskiden "Bizden biri" olduğunu sadece Türkiye biliyordu şimdi bütün dünya biliyor.
Nefretleri de "Bizden biri" olmasından kaynaklanıyor. Alışmışlardı "kendilerinden birileriyle" çalışmaya.
"Bizden biri" olduğu için yeryüzü egemenlerine boyun eğmiyor ve "Bizden biri" olduğu için müstevliler ve işbirlikçilerinin nefretini kazandı.
Zaten "Bizden biri" olduğu için bu milletin özünün dışavurumu mesabesinde bir özgüvenle, "O Biden ise ben de Erdoğan'ım" diyebiliyor.
"Bizden biri" olduğu için en son olarak da İsveç devlet televizyonu (SVT) Erdoğan'a hakaretler yağdırırken PKK'yı övüyor.
İmdi, birinci soru şudur:
Neden bu ülkenin kadim düşmanları Erdoğan'dan nefret ederken, muhalefeti destekliyor?
İkinci soru da şu:
Erdoğan'ın sayesinde makam - mevki edinenlerin birçoğuna baktığımızda neden "Bizden birilerini" görmekte zorlanıyoruz. Neden gördüklerimiz sadece makamlar, mevkiler, makam şoförlerinden ibaret kalıyor? Neden "Bizden biri" olarak yola çıkanların birçoğunu tanımakta zorluk çekiyoruz?..
Erdoğan'ın "Bizden biri" olarak bu aziz milletle kuruduğu gönül köprülerine zarar vermenin dışında bunların marifetleri nedir?..
Merhum arkadaşım Orhan Evci "Bizden biri" olmaktan çıkan dava arkadaşlarının kaypaklığına, maskaralığına tahammül edemeyip üç beş koyun tavuk alıp kuyu kazıp su çıkarıp bir dağın eteğini mesken tutmuştu. Sezai Karakoç üstadımızın "Masal" şiirindeki yedinci oğul gibiydi...
Sadık Albayrak mı?
Yaylada... İlk günkü aşkla, bilinç ve dirayetle dağ gibi duruyor. İyi ki var.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA