Geçen haftanın en düşündürücü haberi, okul servis araçlarında yaş sınırının 20'ye yükseltilmesiydi. 'Okul Servis Araçları Hizmet Yönetmeliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik' Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Böylece daha önce 12 olan yaş sınırı 20'ye yükseldi. Bu değişiklikle, 20 yaşına kadar olan araçlar okul servisi olarak çalışabilecek. Popülist bir yaklaşımla, birilerinin para kazanmaları için yapılan bu değişiklik, çok büyük bir tehlikeyi de beraberinde getiriyor. Bundan sonra canımızdan çok sevdiğimiz çocuklarımızı, hurda araçlar taşıyacak. Türkiye'de 70 bin adet servis aracı bulunuyor. Bir minibüsün servis aracı olarak çalışabilmesi için bazı şartlar gerekiyor. Yani her minibüs okul servisi olamıyor. Her koltukta emniyet kemeri bulunma zorunluğu, camların açılmasını engelleyen kilit sistemi vb. gibi birçok özellik, çocuklarımızın güvenliği için şart koşuluyor. Bunların dışında, servis araçlarının bakımlarının da zamanında ve düzgün şekilde yapılması gerekiyor. Bakımsız bir aracın yol açabileceği kazaları düşünmek bile istemiyorum. Ancak, geçmişte yaşanan kötü kazaları hatırlıyorum. Bu cinayet gibi değişikliği savunanlar da var. Muayene istasyonlarında araçların tekniğine uygun olarak muayene edildiği, bu yüzden en ufak bir endişe duyulmaması gerektiği söyleniyor. Şaka gibi… Şu bir gerçek artık trafik muayenesi Avrupa standartlarında yapılıyor. Ancak, okul servisleri için durum bana göre daha hassas. 12 yaşından büyük bir araç, trafik muayenesinden geçer not alsa bile, sonuçta yaşlandığı bir gerçek. Bu yanlıştan bir an önce dönülmeli. Aksi taktirde bunun faturası acı bir şekilde kesilir.