Türkiye'de aile şirketlerinin kurumsallaşma serüveni çoğu zaman hüsranla sonuçlanır. Atasay Mücevherat bu ezberi ters yüz eden bir geleneğe sahip. Kurumsallaşmayı aileden başlatan Kamer ailesi, şimdilerde dümeni 4'üncü kuşaktan Atasay Kamer'e teslim etmiş durumda. Geçtiğimiz ocak ayında CEO koltuğuna oturan 28 yaşındaki Atasay Kamer çıtayı yüksek tutuyor. "Atasay Mücevherat'ı dünya şirketi yapmak için yola çıktık. Yurt dışında kısa süre içinde flag-ship (amiral gemisi) mağazalarımızla büyüyeceğiz" diyerek, iddiasını ortaya koyuyor. Baba Cihan Kamer ve iddialı oğlu Atasay Kamer'le şirketin yaşadığı süreci ve hedefleri konuştuk.
Bayrak değişimi kararı nasıl alındı? Cihan Kamer:
Babam Atasay Kamer, çocukluğumdan itibaren bana müthiş bir özgüven aşıladı. Dedem Hacı Mustafa Kamer de babamın ticaretle erken tanışması için sorumluluk vermekten kaçınmamış. Oğlum Atasay için de benzer durum geçerli. Çocukluğundan itibaren bizimleydi. Eğitimini tamamladıktan sonra yeniden yapılanma sürecinde kritik görevler üstlendi ve rüştünü ispat etti.
CEO'luğa nasıl hazırlandınız? Atasay Kamer:
Ekonomi ve işletme eğitimi aldım. London School of Economics and Political Science'ı bitirdikten sonra 2008'deki kriz döneminde Goldman Sachs'ta bir yıl çalıştım. Babam arayınca hemen İstanbul'a döndüm. Kapalıçarşı'da döviz ve altın üzerine çalıştım. Ardından Asgold'un yeniden yapılanma sürecine önderlik ettim.
YURTDIŞINDA MAĞAZA ATAĞINDA
Atasay'da bundan sonraki hedef ne?
Atasay Kamer: Geçen yılı 308 milyon TL'lik ciroyla kapattık. Bu yıl sonunda perakende de yüzde 20 büyüme hedefliyoruz. Global şirket olma yolundayız. Yüzümüzü yurtdışına döndük. Dünya markası olacağız. Mağazacılıkta yurtdışının oranı şu anda yüzde 7.5 civarında. Ortadoğu ve Asya'yı öncelikli pazarlar olarak belirledik. Önümüzdeki dönemde Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, Katar ve Çin'de mağazalar açacağız. İkincil hedef ise Türk Cumhuriyetleri ve komşular olacak. İngiltere, İtalya, Almanya gibi Avrupa ülkelerinde de birkaç flag-ship mağaza açmayı planlıyoruz. 10 yılda yurtiçi ve dışındaki mağazaları eşitleyeceğiz. Ayrıca Vive Le Roi markasıyla erkeklere, Kidsy'yle de çocuklara hitap edecek segmentler oluşturduk.
2.1 MİLYON DOLARLIK CORONET GİTAR
Coronet Gitar fikri nasıl gelişti?
Atasay Kamer: Coronet Gitar, Türkiye distribütörü olduğumuz firmanın patentinde bir tekniğin tanıtımı. Pırlanta ile altını yeni nesille buluşturmak için geliştirilmiş bir proje. Pırlantalara uygulanan bir teknik sayesinde çok özel bir mıhlama ile çok daha büyük efektli ürünler elde ediliyor. Coronet Gitar'ın pırlantalarının efektlerindeki büyüklükte taşları gerçekten kullansak 20 milyon dolarlık değeri olurdu. Bu teknikle 2.1 milyon dolara mal etmiş oluyoruz. Tanıtım için ürünü gençlerle buluşturduk. İlk kez Jackson kardeşler konserlerinde kullanıldı. Türkiye'de de Emre Kula, eşi Sertab Erener eşliğinde çaldı. Coronet Gitar aynı zamanda Guinness Rekorlar Kitabı'na da girerek dünyada bir ilki gerçekleştirmiş oluyor.
'İŞLETMECİLİK DE KUYUMCULUK GİBİ'
Cihan Bey neden ani bir kararla gıda sektörüne yöneldiniz?
Cihan Kamer: Biz restoran işletmeciliğini son derece heyecan verici bir iş alanı olarak görüyoruz. Aslında ben her iki sektörün de benzerlik taşıdığını düşünüyorum. Mücevheratta da işletmecilikte de aslında konsept satıyorsunuz. Tüketici eğilimlerini takip ediyor ve estetik bir ürüne dönüştürüyorsunuz. Daha da önemlisi restoran işine girerken, Türkiye'de bu alanda çok önemli bir açık olduğunu düşündük. Bu kadar zengin bir mutfağa sahip olan bir kültürün, bugüne kadar dünyaya açılan bir restoran zinciri oluşturamamış olması hakikaten üzücü bir şey. Biz işletmeciliğe adım atarken ufkumuzu geniş tuttuk ve Huqqa ve The Market'i bir dünya markası yapma hedefiyle yola çıktık. Doğru yolda olduğumuzu görüyoruz.
