Önce sürekli darbe yapacakları söylenen ve bu konudaki sicilleri pek de temiz olmayan ordunun üst kademesi Paralel yargı, Paralel medya ve Paralel polis eliyle dizayn edildi.

Sonra 7 Şubat MİT krizi ile milli istihbarata yönelik dizayn operasyonu başladı. O dönem Başbakan olan Erdoğan'ın müdahil olmasıyla bu operasyon tamamlanamadı.

CHP'de Baykal'ın yerine Kılıçdaroğlu'nun getirilmesini hatırlayın. Genel Başkan değişimi doğal bir süreç sonunda olmadı. Baykal, bir kaset operasyonuyla koltuğundan edildi. İki saat önce "Aday değilim" diyen Kılıçdaroğlu'nun iki saat sonra nasıl bir 'ikna' sürecinden geçtiğini hala bilmiyoruz.

Oslo görüşmeleri sürerken bu kez 10 bine yakın insan "KCK'lı" denilerek gözaltına alındı. HDP'liler "Fetocuların operasyonu", "Bölgeyi onlara dar edeceğiz" diye bağırırken, YDGH'liler de dershanelere Molotof yağdırmaya başladı. Tutuklular yıllar sonra dışarı çıkabildi.

***

Ya MHP? 2011 seçimlerinden hemen önce deste deste MHP'li milletvekillerinin kasetleri servis edildi internete. Sonra devamı geleceği söylenen kasetler, aniden bıçak gibi kesildi. O sırada konuşmalarında "Okyanus ötesini" işaret eden Bahçeli'nin, iki yıldır tek argümanı "17-25 Aralık darbe girişimi."

Bahçeli, koalisyon için de, Anayasal hükümet için de, teröre karşı güçlü bir hükümet oluşturma teklifine de hep aynı yanıtı veriyor; "17-25 Aralık dosyasını yeniden açalım!"
17-25 Aralık'ın daha önce MHP'ye yapılmış kaset tuzağı gibi "yolsuzluk" kılıfına sokulmuş bir dizayn operasyonu olduğunu bile bile.

***

Ordunun, MİT'in, CHP'nin, MHP'nin kasetlerle, darbelerle, yargılarla, medyalarla dizayn edildiği gibi 17-25 Aralık'tan bu yana AK Parti de Paralel örgütün hedefinde.

Ama işte Erdoğan gibi bir liderin buna izin vermemesi yüzünden Paralel örgütün AK Parti'ye yönelik tüm dizayn çabaları akamete uğradı. Dahası bu hesap hatası dönüp kendilerini vurdu.

***

Şimdi izlediğimiz filmi, bir de bu pencereden bakarak anlamaya çalışalım. Kasetlerle ve operasyonlarla Paralel örgütün dizaynlarına ve zulümlerine maruz kalmış ulusalcılar, HDP'liler, CHP'liler, MHP'liler vs. bugün örgütün yardımına koşuyor.

Hepsinde birden, düne kadar sövdükleri 'cemaat'a karşı bir sevda peyda oldu.
Bu aşkın kökeninde yatan şeye baktığımızda, "Yine tek başına iktidara gelirse iç savaş çıkar" dedikleri AK Parti düşmanlığı var.

Cumhurun yüzde 52 oyu ile seçilen ve Cumhurbaşkanlığı makamını, Cumhuriyetin bizzat sahibi olan millete açan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a düşmanlık var.
Aslında mesele çok net:
Erdoğan ve AK Parti, "İhaneti" gördü, milletin yanını seçti.
"İhaneti" görenler ise hainin yanına geçti.