Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MERYEM GAYBERİ

Demiştik; yenileceksiniz

Bugün 17 -25 Aralık ihanet operasyonunun üzerinden tam iki yıl geçti. İki yıl önce bugün milletin iradesine "Yolsuzluk" adı altına darbe yapılmak istendi. Komünistin, Kemalistin, anarşistin, solcunun aklına gelmeyen "Hırsız" iftirası Paralelin ağzında sakız oldu.

10 yıldır 'Yakın koruma' kılıfı ile Erdoğan'ın nefes alışverişini bile dinleyen Paralel, aniden 10 yıldır tespit edemediği 'Hırsızlık' iftirasını Erdoğan'a yapıştırdı.O günden bugüne geçen sürede olanlar zaten hepimizin malumu.

Millet, yapılan bu darbeye sessiz kalmamış ve yüzde 52 ile Erdoğan'ı Cumhurbaşkanlığına taşımıştı. Montaj tapelerin havada uçuştuğu, insanların yatak odaları ile tehdit edildiği bir süreçten bugün adalete hesap verilen bir sürece gelindi.

"Yolsuzluk" adı altında darbe planlayıcılarından bazıları ise adalete hesap verme yerine yurtdışına kaçtı.

***

Paralel yapının devlet kurumlarını adeta bir ağ gibi ördüğüne, Emniyet, Yargı ve diğer kamu kuruluşlarında nasıl haksızca kadrolaştığına şahit olduk.

Dini görünümlü Paralelin din kardeşinin helak olması için tepeden tırnağa bedduaya büründüğüne tanık olduk.

KPSS hırsızlıklarından MİT tırlarının durdurulmasına, terör örgütlerine maddi yardımdan insanların evine sahte delil koyup sonra da hapse tıkılmalarına şahit olduk.

Gizli kalması gereken "top secret" devlet belgelerinin çarşaf çarşaf Paralelin medyalarında yayınlandğına şahit olduk.

Yurtdışında Türkiye aleyhine lobi çalışmaları yürütmelerine, Türkiye'yi DAİŞ'e yardım etmekle suçladıklarına şahit olduk.

'Altın nesil', 'Hizmet ehli' denen şakirtlerin twitterda gıybeti, yalanı, iftirayı yaygınlaştırmak için toplu seanslar düzenlediğini gördük.

Paralel profesörün "Erdoğan, İslam emretti diye alkolü Türkiye'de yasakladı" diye konferanslar vermesine şahit olduk.

Fuat Avni denen müptezelin yalanlarını, iftiralarını paralel medyanın şehvetli şehvetli yaymasına şahit olduk.

***

İlk gün söylemiştik size "Yapmayın Bu ülkeye düşmanlık, hainlik yapmayın, Müslüman insanlara iftira atmayın., Yenileceksiniz" diye ama öyle bir kibre öyle bir nefrete sahiplerdi ki herkesi, ellerindeki hakimler, savcılar, polisler, iftiralar yoluyla susturmaya çalıştılar. O savcı ve hakimler de adalete hesap vermemek için şimdi ülke ülke kaçıyor.

Türkiye Cumhuriyeti devletinin boynunun borcudur Yargıyı, paralelin emrine sunan o hakimleri ve savcıları yakalayıp yargılamak.

***

Geçenlerde birisi anlatmıştı bana.. Arkadaşının eşi "Abla" imiş. Arkadaşı ise AK Partili ve birkaç kez eşinin yanında Fethullah Gülen'i eleştirmiş. Birgün arabada hızla giderken de tartışma çıkmış ve kocası Gülen'i eleştirmiş. Kadın "Eğer bir daha Hocaefendi'yi eleştirirsen vallahi bu arabadan kendimi atarım" demiş. Böylesi bir büyülenmişlik de başka bir yazı konusu aslında

Velhasıl Paraleller ellerindeki Yargı ve Emniyet gücünü arkalarına alıp ülkeyi ele geçireceklerini sandılar ama darmadağın oldular.

17-25 Aralık 2013'ten bu yana "Yapmayın, yenileceksiniz" dediğimiz Paralellerin artık ne bankası ne okulları ne dersaneleri ne televizyonu kaldı.

En önemlisi de şu:

Milletin yanında 3 kuruşluk itibarları bile kalmadı.

"Yapmayın, yenileceksiniz" dediğimizde iyi ki bizi dinlememişsiniz. Yoksa nasıl farkederdik sizi...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA