Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MERYEM GAYBERİ

FETÖ’cü hainler bu kadar mı?

FETÖ'cü hainlerin 15 Temmuz'da giriştiği alçak darbe girişimini milletimiz püskürttükten sonra tüm kamuoyunda "Yeter artık, temizleyin şu hainleri" isyanı oluştu ki haklılar da.

Millet daha ne yapsın? Bütün kumpaslara karşın kendi temsilcilerini oy vererek iktidara getirdi ve FETÖ'nün devletten kazınacağına inandı.

Ancak FETÖ'nün, 17-25 Aralık 2013'teki 'emniyet' ve 'yargı' kılıflı darbesinin üzerinden tam üç yıl geçti ve örgüt 15 Temmuz'da kanlı darbe girişimine kalkıştı. O tarihten bu yana sivil ve askeri bürokraside pek de bir şey yapılmadığı ortaya çıkmıştı.

Maalesef Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, FETÖ mücadelesinde yalnız bırakıldığını, tek başına savaştığını bugün Erdoğan karşıtları bile dile getiriyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, üç yıldır ısrarla "Terör örgütü bunlar" dediği FETÖ'ye karşı hala "Ama terör örgütü de biraz ağır olmuyor mu?" diyenlerin yüzünden alçaklar 15 Temmuz'da milleti katletmeyi göze alacak kadar canavarlaştı.

***

FETÖ, 15 Temmuz'da halkın üzerine uçaksavar mermileri, tanklar ve F-16'larla saldırınca üç yıldır örgütün üzerine gerektiği gibi gitmeyenlerin vebalini görmezden gelebilir miyiz? Hayır.

Ancak FETÖ ile mücadele bahsinde televizyonlara çıkıp hedef şaşırtan, ortalığı bulandıran, meseleyi sulandıran, hükümeti zor durumda bırakanlar var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan tam da bu konuda, "Ama şu var ki at izi, it izine karışmış vaziyette. 'Ben bir şey atayım da nasılsa tutar' diyenler var. Bazen fırsat bulduğumda TV'leri izliyorum. Öyle yorumlar yapıyorlar ki suçladıkları o insanın bu işle hiç alakası yok. Ama o insana o yaftayı yapıştırıyor. Bunlar doğru şeyler değil. Bu tür yanlışlıklardan uzak durmak lazım" diye konuştu.

Medyada da neredeyse her gün "Yaşın yanında yanan kurular" bahsiyle bir köşe yazısı yayınlanıyor. FETÖ'den girip bütün cemaatleri hedef göstermek de sadece FETÖ'nün ekmeğine yağ sürmek anlamına gelir.

Türkiye'nin nasıl bir tehlikeden kurtulduğunu, vatanımızın, inancımızın, geleceğimizin çalınmak istendiğini unutarak yapılan bu yorumlar, hala darbecileri savunan Batı medyasının yaptığından farksız değil.

***

Bürokrasiden bir tanıdığım devlet içindeki FETÖ'cü tasfiyesinde yüzde 1'lik bir sapma ihtimalinden bahsetti. Varlıklarını takiyye ve gizlilik üzerine kurgulayan bir terör örgütü söz konusu olduğunda, yüz bin kişi içinde bin rakamının da normal olduğunu söyledi.

Tasfiye sürecindeki kriterler ise şöyle; işe yerleştirmede o kişinin referansı FETÖ'cü ise, 17/25'ten sonra Bankasya'ya para yatırdıysa, 17-25'ten sonra çocuklarını FETÖ okullarına gönderdiyse, örgütün kullandığı Bylock isimli yazışma programını kullanıyorsa, FETÖ toplantılarına katıldığı tespit edilmişse, 'himmet' topladıysa, 17-25'ten sonra da örgüte para aktardıysa, 17/25 Aralık sürecinden sonra sosyal medya aracılığıyla örgütün propagandasını yaptıysa o kişinin örgüt mensubu olduğu anlaşılıyor. Bunlara bulaşmadığı halde işinden olanlar varsa bunların masum olduğu belirtiliyor.

***

Bu örgüt devlete sadece 50 bin kişi mi yerleştirdi sanıyorsunuz? Buna kalpten inanan var mı? Adamlar neredeyse tüm tabanını devlete sokmuş. En az 300 bin kişidir diye tahmin ediyorum.

"Yüzde 1"lik sapma payını göz önüne alarak masum olup da işinden atılanların sayısının çok olduğunu düşünmüyorum. Ancak sürekli alçak ve kanlı darbe girişiminin değil de bu vakaların öne çıkarılması da bir algı operasyonu.

***

17/25 Aralık darbe girişiminden sonra Emniyet'te yapılan FETÖ temizliği sırasında o polisler de "Ben masumum" diyordu. Sonra ne olduğunu gördük. Dolayısıyla bunların algı operasyonlarına yüz vermemek gerekiyor.

Burada devlete düşen, sayıları az da olsa masumların işine dönebilmesi için gerekli idari ve hukuki yolların açık tutulmasıdır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA