Türkiye'nin en iyi haber sitesi
GÜRCAN BİLGİÇ

Koltuğun gücü sevginin önünde

Fenerbahçe'de sular çok ısınacak. 2 Kasım'da yapılacak kongreye kadar bir çok gelişmeye şahit olacağız. Ama hiç şaşırmayacağız.
Neden mi? Öncelikle Aziz Yıldırım istifa etmedi, kongre kararı aldı... İkisi aynı şey değil. Fenerbahçe'yi tam 5 spor mahkemesinde de mahkum ettireceksin, kendini aklayamayacaksın ve hala görevine devam edeceksin. Kongre kararını alırsın, kendin de istifa eder gidersin. Vekilin yönetir kulübü seçime kadar. Ama Aziz Yıldırım böyle bir yolu düşünmedi bile. Çünkü devam etmek istiyor. Koltuğun gücünün, sevgisinin önüne geçtiğinin farkında da değil. Bu gelişmelerin olacağını Obradovic basketbol takımının başına geldiğinde yazmıştım. Elinde bütçe olmamasına rağmen büyük paralar harcanmaya başlandı. Küçülmeye gidilmesi düşünülürken bu hamleyi yapması, Aziz Yıldırım'ın tribünleri yanında tutma politikasıydı. Seçime giderken, risk almak istemedi.

HAİN DAMGASI YERLER!

CAS kararının hemen arkasında, Sivasspor maçında protestolar beklenirken, iki hukukçu üyesi ile sürecin bütün suçunu geçmiş federasyona fatura etmeye kalktı. Yani; Mehmet Ali Aydınlar'ın önünü kesmek için hamle yaptı. Bunu daha sonra da deneyecektir. Tribünlerdeki hakimiyeti de önemli. Çeşitli taraftar dernekleri ile temasta olduğunu duyuyoruz. Bilet veya kombine desteği de yapıldığı kulağımıza geliyor. Olabilecek protestolar veya tezahürat organizasyonu için hamleler var. Hatta GFB ile de her an barış sağlanabilir. Kongre öncesinde kulüpten ihraç edilen muhalif veya eleştiri yapan üyelerin affının sözünü vermişti. Ama şu ana kadar tek bir açıklama yapmadılar. İpleri elinden bırakmak istemiyor. İki ay içinde suları ısıtacak, muhtemel adayların bir çoğu "hain" damgası yiyecektir. "Demedi" demeyin...

Kim bu yöneticiler?

Aydınlar Federasyonu, UEFA ile anlaşmış, Fenerbahçe'nin dünyaya rezil olmasının önüne geçmişti. Bizzat Fenerbahçe kulübü tarafından bu anlaşma gazetecilere verildi. Onlar, "Bizim hakkımızda zaten hüküm verilmişti" dediler. Ama anlaşmaya uyulsaydı, bugün herkes önüne bakıyor olacaktı. O ayrı. Sonuçta, Fenerbahçeli yöneticileri, Demirören Federasyonu da suçlu buldu. Aydınlar'ın yapamadığı 58. maddeyi bir toplantıda kaldırdıktan sonra. Bunun üstüne dört soruşturma daha gördü dosya. Aydınlar'ın en az hasarla Fenerbahçe'yi kurtarmaya çalıştığı, küme düşmesinin önüne geçmek için uğraştığı ortaya çıkıyor. Ve diyor ki; "Bu anlaşmayı üç Fenerbahçe yöneticisi de biliyordu. Pazarlıkta onlar da vardı." Kimdi bu isimler? Veya Fenerbahçe'nin bu ayıpla baş başa kalmasına sebep olanlar kimler?

Moussa "Sowuza"

Bu krizin en zirvesini yaşadı Fenerbahçe; 8 yıllık kaptanı, kahramanı Alex ile Aykut Kocaman arasında. O yüzden Moussa Sowuza'nın kaprisleri çok tanıdık geldi herkese. Dikkat edin, hem Ersun Yanal, hem de yönetim hemen refleks gösterip, yerini belli etti. İşin uzamasının nasıl zararlar vereceğinin farkındaydılar. Sow, Yanal'a "Beni kıskanıyor" diyemez elbette. Ama kadroya neden alınmadığını bilmediğini söylüyorsa, kendini kandırıyordur. Yanal antrenman performansları ve form durumunu kriter olarak çizse de, Sow'un antrenmana bile çıkmadığı, kondisyon çalışması olduğu zaman çeşitli bahaneler ile salonda kalmayı tercih etmeye başladığı biliniyor. Sonuçta, Sow'un bilmediği ama geri kalan 24 oyuncunun çok iyi anladığı bir nedenle tribünde oturdu. Yanal, genç oyuncuyu kazanmak isteyecektir. Eğer o da takımla birlikte oynayıp, kazanmayı isterse. Çünkü kırmızı çizgilerin aşılmaması gereken yerde duruyorlar. Umarım kimse bir seçim yapmak zorunda kalmaz.

Drogba'nın seyir defteri

Hepimizin gözlerinin pasını siliyor Drogba. Tam bir usta. Galatasaray takımı da bunun farkında ve neredeyse tüm hücum organizasyonları O'nun üstünden geçiyor. Bu durumun zaman içinde problem olacağını Süper Kupa maçı sonrasında yazdım. Galatasaray Drogba'ya endeksli bir takım haline geldi; artık hücumda onun kadar iyiler. Usta yoksa, geçmiş olsun. Bursaspor maçında oyundan alındıktan sonra dengeler değişti. Galatasaray bir anda sahasına tıkılıverdi. Ayrıca, Drogba'nın karara katılmadığını net bir şekilde hissettirmesi de, takım içinde de dengeler olduğunu ortaya koydu. Bundan sonra, Drogba istemedikçe veya sakatlanmadıkça, hiç kimse onu oyundan çıkartamaz. Sakın kimse "Fatih Hoca'nın olduğu yerde, böyle şey olmaz" demesin. Zaten Fatih Terim böyle krizleri iyi bilir. Hagi gibi bir oyuncu ile çalıştı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA