Haftalardır Fenerbahçe'yi izliyoruz, skor avantajını yakalıyorlar sonra üretkenlik azalıyor. Takım savunmasını kompakt tutmaya çalışıyorlar ve maçı kazanıyorlar. İlk yarıda rakibe ileride basan, bol şut atan, belli oranda da pozisyon yaratan bir Fenerbahçe vardı. Özellikle sağda ve solda Volkan ile Markovic ve arkalarında da kanat bekleri etkili oldu. Ve bunlardan birinde Volkan dripling ile ceza alanına girdi, rakip ile omuz omuza temasa geçti, yere düştü. Hakem penaltıyı uydurdu ve Fenerbahçe öne geçti.
Tüm birinci devre boyunca Çaykur Rizespor, oyun oynama imkanını bırakın, pas yapma imkanı bile bulamadı. Maç farka gidebilirdi ve Fenerbahçe'nin penaltıdan ikinci golü geldi. İkinci yarı her şey birden değişiverdi. 46. dakikada Çaykur Rizespor, kaleci Volkan'ın hatalı çıkışı ve kontrolsüz hareketi nedeniyle bir penaltı kazandı. Bu penaltı golü, oyunun seyrini tamamen değiştiriverdi. Fenerbahçe'de tedirginlik başladı, hücumda üretkenlik azaldı, makul sınırlar dışında da top kaybı oldu.
Özellikle Markovic ve Volkan'ın ilerleyen dakikalarda oyundan düşmeleri, fazlaca top kayıpları yapmaları kabul edilebilir gibi değil. Oyuna sonradan giren Van Persie de tam bir veteran görünümünde. "Benim bu sahada ne işim var?" dercesine dolaşıyor. Yedek kulübesindeyken gollere bile sevinmiyor. Fenerbahçe'nin sezon başından beri yaptığı çok önemli bir şey var. O da dengeli ve sağlıklı bir takım savunması. Üretkenlik hiçbir zaman artmıyor. Mesela dün penaltı golleri dışında da fazla önemli bir pozisyon bulduklarını söyleyemeyiz.
Hakemler, Türk futboluna zarar vermeye devam ediyor. Fenerbahçe'nin ilk penaltısı hem komik hem yanlış hem de düşündürücü. Dünyanın pek az liginde böylesine kaygı verici penaltılara rastlarız. Bence ikinci penaltı da tartışılır. Top yerden sekiyor, iki metre uzaktaki Çaykur Rizesporlu oyuncunun koluna çarpıyor. Kol makul bir yerde, bence elle oynama yok, ele çarpma var. Ama Rizespor lehine verilen penaltı kesinlikle doğru. Volkan Demirel gereksiz çıkıyor ve kontrolsüz bir hareketle penaltıya sebep oluyor.