Avrupa'da dünya çapında bir takımı eledi Beşiktaş ama hem ligi hem de Avrupa'yı götürebilmek önemli. Arada Liverpool olmasa bu iki maçta da çok daha iyi sonuçlar alırlardı. Avrupa'da Liverpool'u eleyebilmek önemli bir olay ama Liverpool elenirken Beşiktaş'a darbe vurdu. Yine de bu kayıplar oyun içerisinde var. Avrupa Ligi'ndeki kulüplerin bütçelerine bakınca Fikret Orman'ın "Avrupa Ligi'ne talip olmalıyız" sözüne katılıyorum. Yalnız orada "Daha önce kazanılamadı" diyerek bir gaf yaptı sanırım. Herhalde Avrupa Ligi olarak düşündü. Ankara'da öyle bir maç oynandı ki oyunun 70 dakikasında Beşiktaş galibiyeti kaçırdı, son bölümlerde de Balıkesir... 2-2'ye geldikten sonra Beşiktaş'ın yüklenebilmesi için Gökhan Töre'nin daha diri olması gerekiyordu. Atiba'nın, Serdar'ın daha güçlü olması lazım. Tolgay aslında yanlış bir değişiklik değildi, orta sahayı tutmak istedi ama sorun şu ki 3'ü bulamadı. Bence bu ligde Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe her ama her maçta zorlanacaktır. Bundan böyle 10 maçta 8-9 galibiyet günleri bitti. Tabii ki Balıkesir maçı kayıptır ama Balıkesir'in görüntüsü hiç de sonuncu gibi değildi, tebrik etmek lazım. Beşiktaş da 2 maçta 1 puan aldı, Fenerbahçe de... Lig bence biraz normale döndü diyebilirim.
BEŞİKTAŞ 3 KULVARI KALDIRAMAZDI
Puan kaybını oturduğun yerden eleştirmek kolay ama futbol o kadar kolay değil. Beşiktaş'ın Liverpool maçına bakış açısı Liverpool gibi değildi. Bütün enerjini, gücünü verdi. Öncesi de tehlikeli, sonrası da... Barcelona, City deplasmanına gitmeden Malaga'ya içeride yenildi. Büyük takımların başına böyle şeyler geliyor. Beşiktaş'ta bu Liverpool maçları takım halinde bütün oynamayı lig ile birlikte farklı gördü. Şunu söyleyebilirim. Bilic'in maçı ciddiye aldığını gördüm ama yine de takımına fazla güvendi, bu şekilde de götürebilirim diye düşündü. Tolgay'la başlasa daha iyi yapardı. Eğer duygusal bakmazsan Balıkesir maçı için 1 puanı iyi bile görebilirsin, son 10 dakikayı düşünürsek. 3'e 1'lere kaldı son bölümde. Allahtan kupada elendiler, hiç kaldıramazlardı 3 kulvarı...
ATILAN HER GOL ÇOK ÖNEMLİ
Galatasaray bir haftada 6 puan aldı, rakipleri 5'er puan kaybetti. 16 puanlık bir hafta geçirdi diyebiliriz. Yalnız bu yarış son haftalara kadar gidecek gibi. Geçen hafta alsın fikstürü Beşiktaşlılar. Ne yazarlar iki haftaki maçlara? 4 ya da 6 puan. Fenerbahçe ne yazar, en kötü 4 puan. O yüzden fikstüre bakarak yorum yapmanın artık doğru olmadığını düşünüyorum. Geçmiş yıllarda daha çok önem verirdim ama o şekilde olmuyor. Galatasaray çok favori olduğu maçları sıraladı, geçti. Onların da zor maçları var, daha Başakşehir'le oynamadı misal ama bir kredi kazandığı ortada. Fenerbahçe ile Beşiktaş bu kredisini kaybetti. Galatasaray derbiyi kazanırsa büyük avantaj yakalar, onun dışında her skor yarışı diri tutar. Bence bu iş biraz ikili averaja doğru gidiyor. O yüzden büyük maçlarda atılan her golün önemi var.
OPARE MÜTHİŞ SAĞ BEK OLUR
Ters ayaklı bir oyuncu için çok iyi oynayıp çok da iyi gol attı. Motta'nın profesyonellik anlayışında olması lazım. Yalnız Opare şunu gösterdi, Serdar yokken kim nasıl sağ bek oynar diye bir soru işareti artık yok. Opare sağ bekte muhteşem oldu. 2014/15 sezonunda sadece Eylül'de bir maç oynamış. Belki Porto'da yeterli değildi onun için, zaten muhteşem bir oyuncu diyemem şunun için. Opare'ye Porto'nun yatırım yapması iyi bir referans ama. Şimdi bakıyoruz, bir topu kaybetti, dönüp 70 metre depar atarak ceza sahasından top çıkardı. Aylarca maç oynamamış bir oyuncudan bahsediyoruz. Liverpool'a 120 dakika top oynuyorsunuz, sonra gelip ikinci yarıda ceza sahasına girebiliyorsunuz. Demek ki Opare'nin atletizmi gerçekten çok üst düzeyde. Takım kompakt olmadığı zaman oyuncuların defoları ortaya çıkar. Franco da ağır kaldı. Burada Sercan Yıldırım'ın hakkını vermeli ama, 20-30 metrede ligin en hızlı oyuncularından. Bu yüzden Franco'nun indirerek doğru yaptığını düşünüyorum. Alpay Özalan, 1996'da indirmedi, fair-play ödülü aldı ama biz turnuvadan eve döndük. Öyle pozisyonda rakibini indirmek bazen doğrudur.
BURSA'YA TEBRİKLER
Bursaspor takımıyla ilgili daha önce yaptığım eleştirileri haksız çıkarırcasına 17.dakikasında kalecisi atılmış, golü yemiş bir takımın maçı çevirebilmesi büyük iş. Bu kadar probleme rağmen 1-0'dan gelip 2-1 kazanabilmek büyük bir iş. Tebrik etmek lazım... Son bölümde büyük efor sarf ettiler. Volkan Şen'in de çocuğu olmuş, ABD'den döndüğü için hocası sonradan sokmuş. İkinci yarıda o da katkı verdi.
GÖKHAN TÖRE'YE TAVSİYEM...
Yıllar önce söylemiştim, forvet oyuncuları kolay penaltı yapar. Gökhan Töre duramadı, götürdü rakibini. Çok yetenekli bir oyuncu, Türkiye'nin en iyi yerlilerinden birisi. İlk 3'e yazarım ama kendi vücuduna çok güveniyor. Kalçamı koyarım alırım diyor ama sadece kuvvetine ve çalımına güvenerek oynamaması lazım. Topsuz oyunu, koşuları öğrenmesi gerekiyor. Sıfıra inmeyi öğrendi. Artık Robben gibi vurmayı da biliyor. Allahı var, oyun disiplinine de sahip, geriye gelmeye çalışıyor. Kendi geleceği için çok önemli bir konu stoper ile bek arasına koşu yapabilmesi. Sürekli ayağa istiyor. Bunu aşması lazım. Olcay, Gökhan kadar yetenekli olmamasına rağmen koşusu var. Yetenekli bir oyuncu ama sürekli kora kor mücadeleye giriyor. Geliştirdiği önemli özellikler var ama bunu mutlaka halletmesi, ekonomik oynamayı bilmesi gerekiyor. Araya koşmayı bilen bir oyuncu olursa Jose Sosa'yı ve diğer oyuncuları da çok fazla rahatlatan bir oyuncuya dönüşür Gökhan Töre.
BALIKESİR İÇİN RİZE FİNAL
Golcü bir oyuncu sayılmaz Sercan Yıldırım ama birkaç yıldır kayıptı. Hoşuma giden bir şey var, biraz daha kuvvetlenmiş. Çok oyuncuda olmayan bir çabukluğu var. En azından devamlılığını artırmış, daha iyi gördüm. Rize, Bursa ve Eskişehir maçları var Balıkesir'in. Bu 1 puan en azından onlara iştah kazandırdı, 2-2'lik skor onlara "Bize bir fırsat daha geldi" dedirtti. Yine de bu maçlardan 6 puan çıkartmalı Balıkesir... Balıkesirspor'un 14 puanı oldu. Rakibi Rize'yi yenerse ümidim devam eder diye düşünür. Onların esas kaybı Gençlerbirliği'ne içeride kaybettiği maç oldu. Onlar için Rizespor maçı final olacak.
