Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BÜLENT TİMURLENK

Yalan treninin sayın yolcuları

İnsanoğlu kendini gülümseten tesadüfleri sever. Önceki gün Messi, Polonya maçında penaltı kaçırdı ve 90 dakikanın ardından 3 milyon takipçili 'mavi tikli' futbolseverlerin gayet iyi bildiği bir sosyal medya hesabı "ilginç" bir bilgi paylaştı. 1978'te Kempes, 1986'da Maradona grubun üçüncü maçında penaltı kaçırmış Arjantin şampiyon olmuştu. Şimdi Messi de 3. maçta kaçırdığına göre…



Oysa ki ne 78'de Kempes penaltı noktasına gelmiş ne de 86'da Maradona kaçırmıştı. Maradona'nın kaçırdığı tek penaltı 1990 Dünya Kupası'ndaydı. Sosyal medyada yalanın gerçekten 6 kat hızlı yayıldığının, doğrusunu yazmanın bile bu yalana hizmet ettiğini bir belgeselde izledikten sonra önceki gün bu safsatanın yayılma hızını görünce, gerçek gazeteciliğin değerini bir kez daha anladım. Biz böyle bir "bilgi"yi Twitter'da görüp sayfalarımıza taşımayız, kurumsal istatistik şirketleri dışında bir bilgiyi güvenilir kaynaklardan kontrol etmeden ekranda paylaşmam. Yalan trenine bir binerseniz inmesi zordur, bir olmasa bile 3 ya da 4. durağın tabelasında da iftira yazar… Ne binin ne de o durakta inin…

İŞTE TEKLİFİN PERDE ARKASI
Ronaldo'ya Suudi Arabistan'dan gelen 500 milyon Euro'luk teklif, sezon başında da manşetlerdeydi ama Portekizli yıldızın M.United ile yolları ayırması sonrasında bu teklif rakam olarak olmasa da bir sonraki durak olarak mantıklı bulundu futbol dünyasında. S.Arabistan, Arjantin galibiyetiyle başladığı turnuvaya veda etti ama İngiltere'de başlayan futbol yatırımlarını 2030 Dünya Kupası'na ev sahipliği yaparak taçlandırmak istiyorlar. Ortakları ise Yunanistan ve Mısır. Messi'ye de adaylığın elçisi olması için 200 milyon önerdikleri konuşuluyor.



2030'da kupanın 100. yılı şerefine ev sahipliği isteyen Uruguay yanına Arjantin, Şili ve Paraguay'ı alırken, İber yarımadasında İspanya-Portekiz ortaklığı var. ABD-Kanada-Meksika'nın ortak düzenleyeceği 2026 Dünya Kupası'nın ardından bir sonraki ev sahibinin kim olacağı 2024'te belli olacak. Katar'dan 2 kupa sonra S.Arabistan'ın şansı az. Brezilya 2014'ten sonra finallere G.Amerika'ya gidecekse bunun sebebi Atina Olimpiyatları'ndaki gibi yüzyılın şerefine olur. En kuvvetli aday ise Rusya'yı bir kenara koyarsak 2006'dan beri ev sahibi olmayan Avrupa kıtası ve dolayısıyla İspanya ve Portekiz. Kupa düzenlemenin bütçesinin altından kalkabilirler mi bunu da iki yılda Avrupa ekonomisinin vereceği sınav sonrası göreceğiz.

HOŞGÖRÜNÜN ASİSTİ SAYGININ GOLÜ
Yarın gece 16 milli takım valizlerini toplayacak ve Katar'a veda edecek. Dünya Kupası'na bir ay kala alevlenen ve ev sahibine yapılan eleştiri bombardımanı gördük ki özellikle Avrupa'da bazı medya kuruluşlarının hesabı kitabı başka... Katar geride kalan 15 günde stadyumları, ulaşım imkanları, konaklama seçenekleri ve yardımsever insanlarıyla mükemmel ev sahipliği yaptı finallere. Her Dünya Kupası'nda olduğu gibi futbola ve milli takımına tutkun futbolseverler maçları yerinde izleyemiyor elbette.

ÖN YARGILAR PARAMPARÇA
Uzakdoğu'da
da böyleydi, Güney Afrika'da da, Brezilya'da da. ABD-Kanada-Meksika ortaklığında da böyle olacak. Bu kupayı güzel yapan, S.Arabistan'ın Arjantin'i yenebilme değil resmi maçta karşılaşabilme ihtimali. Kupayı güzel yapan, her milletten insanın bu güzel oyunun verdiği heyecanı farklı dillerde paylaşabilmesi. Kupa ilk kez bir Müslüman ülkede düzenlendi. Ağır dille kaleme alınmış birçok gazete haberinin alt metninde islamofobi de gördüm, ırkçılığa varan ifadeler de. 6 Müslüman ülkeyle birlikte budizme inanan 2 ülke, nüfus yoğunluğu Katolik olan 16 ülkenin takımı, protestan mezhebinin ağırlıklı olduğu 7 ülke ve bir Ortodoks ülke birbirlerinin inancına saygı duyarak bir topun peşinden koştu. Bazılarının hâlâ ön yargıları paramparça olmadıysa insanlıklarını sorgulamalı

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA